Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2897 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5633 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacı yüklenici, taraflar arasında 10/03/2009 tarihinde “anerob atık işleme ve değerlendirme tesisi” yapımı konusunda teklif ve sipariş onay formu yoluyla anlaşmaya varıldığını, sözleşmede iş bedelinin 460.000 euro olarak belirlendiğini, daha sonra üç kalem ilave işin eklenmesiyle iş bedelinin 497.784,00 euro'ya çıktığını, yapılan indirim ile iş bedelinin 478.384 euro olarak belirlendiğini, davalı tarafından 414.000 euro ödeme yapıldığını, bakiye 64.384 euro alacaklarının ödenmesi için ihtarname göndermeleri üzerine davalı tarafından 2.833 euro daha ödeme yapıldığını, böylece davalıdan 61.551 euro alacaklı olduklarını, bu alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı ise cevabında, davacı tarafından 482.353 euro tutarında iş yapıldığını, 441.000 euro ödediklerini, bakiye 41.353 euro borçlarının kaldığını, bu borcun 24.117 euroluk kısmı tesisin devreye alınmasından sonra ödeneceğinden muaccel olmadığını, ayrıca davacı adına ödenen 8.800 euro nakliye bedeli ve 5.603 euro malzeme fiyat farkı düşüldüğünde bakiye 2.833 euro borçlarının kaldığını, bu borcun da ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının düzenlediği faturalara ilişkin olarak alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece mahallinde yapılan keşif üzerine düzenlenen 06/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu biyogaz tesisinin ilim, fen kurallarına uygun olarak çalışır vaziyette olduğu, tüm mekanik, elektrik ve tesisat sistemlerinin normlara uygun olarak yapıldığı, davacının elektrik ve elektronik sistemdeki şifreleri davalıya vermediği, bu nedenle de davacının kurduğu kumanda panel sisteminin sökülüp yerine davalı tarafça yeniden kumanda pano sisteminin kurulduğu, mevcut haliyle tesisin çalışır vaziyette olduğu ve devreye alındığı bildirilmiştir. Davalının davacıya bakiye 41.353 euro borcunun bulunduğu yanlar arasında çekişmeli değildir. Yanlar arasındaki çekişme borcun 24.117 euroluk kısmının muaccel olup olmadığı ile yapılan 8.800 euroluk ve 5.603 euroluk mahsupların yerinde olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Davalı tarafça 24.117 Euro'luk kısmın muaccel olmadığı savunulmuşsa da davalı iş sahibi kontrol panosunu üçüncü kişiye ikmal ettirerek tesisi işletmeye açtığından alacağın muaccel olmadığı kabul edilemez. Alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle davalının 24.117 Euro'yu davacının bakiye alacağından mahsup etmesi yerinde değilse de davalının kontrol panosunun yapımı için üçüncü kişiye ödenen bedelin mahsubunu isteyebilir. Bilirkişilerce davalının 8.800 euroluk ve 5.603 euroluk mahsup talebiyle ilgili bir inceleme ise yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılması gereken iş, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak tarafların mutabık kaldıkları 41.353 Euro alacaktan mahsubu gereken miktarların belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir. Mahkemece eksik inceleme ve delillerin hatalı değerlendirilmesi ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.