Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2872 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3460 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R - Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı yüklenici vekili davasında, davalının gözlükevi şirketinin mağaza, proje ve dekorasyon işlerinin yapımı konusunda sözlü anlaşma yaptıklarını, iş bedelinin 143.000,00 TL+25.740,00 TL KDV olmak üzere toplam 168.740,00 TL olduğunu, işi tamamlayıp teslim ettiğini, bu işe ilişkin düzenlemiş olduğu 27.06.2013 günlü fatura bedelinin 93.000,00 TL'sinin ödendiğini, ancak bakiyesinin ödenmediğini, alacağının tahsili için yapmış olduğu icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiş, davalı ise savunmasında; davacının işi teslim etmediğini, gönderilen faturaya da itiraz ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı ile davalı arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilâf yoktur. İhtilâf iş bedelinde toplanmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmadığından dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 481. maddesi uyarınca iş bedelinin, eksik ve ayıpları da düşülerek yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi ve belirlenen Okundu. bu iş bedelinden de iş sahibi tarafından yasal delillerle ispatlanan ödemelerin düşülmesi gerekir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda açıklanan bu yöntem uygulanmaksızın sadece davalı tarafından iade edilen fatura bedelinden ispatlanan ödeme düşülerek sonuca ulaşıldığından hükme esas alınması doğru olmamıştır. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak işin yapıldığı 2013 yılı itibarıyla eksik ve ayıpları da gözetilerek mahalli serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre iş bedeli hesap ettirilmeli, bu şekilde bulunacak iş bedelinden ödendiği ispatlanan 93.000,00 TL mahsup edilerek varsa davacının bakiye alacağı belirlenip hüküm altına alınmalıdır. Öte yandan, davacının alacağının varlığı ve miktarı alınacak raporla belirleneceğinden alacağın likid olduğundan söz edilemez. Bu nedenle davalının icra takibine itiraz etmesinde haksız sayılamayacağından davacının icra inkâr tazminatı isteminin de reddine karar vermek gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarırın reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.