Davacı ... San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki davadan dolayı . Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 24/09/2013 gün ve 2006/237-2013/385 sayılı hükmü bozan Dairemizin 23/03/2015 gün ve 2014/7189-2015/1449 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Davacı yüklenici tarafından açılan davada, iki ayrı sözleşmeyle üstlenilen halihazır harita yapımı ve imar planı hazırlanması işleri nedeniyle işin kesin hesabının çıkarılarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL alacağın sözleşmede kararlaştırılan günlük %5 faiziyle tahsili talep edilmiş, daha sonra verilen 01.07.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle sözleşmeler kapsamında yapılan işlerden doğa alacak istemi 42.401,50 TL+KDV'ye çıkarılmış, mahkemece Dairemizin 11.11.2005 tarihli bozma ilâmına uyularak ıslah da dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmekle Dairemizin 23.03.2015 gün ve 2014/7189 Esas, 2015/1449 Karar sayılı ilâmıyla bozulmuş, bozma ilâmına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.1-Yargıtay ilâmında belirtilen gerektirici nedenler karşısında davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Dairemizin 23.03.2015 gün ve 2014/7189 Esas 2015/1449 Karar sayılı bozma ilâmının 3. bendinde “mahkemece hüküm altına alan 1.000,00 TL için dava tarihinden, 40.745,74 TL için ıslah tarihinden itibaren günlük ‰5 (binde beş) oranında faiz yürütüldüğü, oysa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesi uyarınca, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, bu husus gözetilmeden faiz yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” belirtilmiştir.Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde, faiz oranı yönünden Dairemizin daha önceki 11.11.2005 tarihli bozma ilâmı ile davacı yararına usule ilişkin müktesap hak doğduğunu, bu aşamadan sonra faiz oranı hakkında yeni bir inceleme yapılıp farklı bir karara varılamayacağını ileri sürmüşse de, mahkemece bozma ilâmına uyulmasından sonra yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilâmına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Y.H.G.K'nın 07.03.2012 tarih 2011/19 799 Esas 2012/128 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle davacı vekilinin usuli kazanılmış hakka ilişkin karar düzeltme itirazı yerinde görülmemiştir. Ancak, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu tarafların sözleşme ile kararlaştırdığı faiz oranına müdahalede bulunmuştur (m.120). Madde metni şu şekildedir.“Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur”.Bu düzenleme ile kanun koyucu sözleşme ile kararlaştırılsa dahi aşırı oranlarla belirlenen (fahiş) faizin önüne geçmek istenmiş ve bu kamu yararı gerekçesiyle sınırlamak yoluna gitmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğe ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Yasa'nın "geçmişe etkili olmasına kuralı" başlıklı 1. maddesi "Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir" hükmünü içermektedir. Aynı Yasa'nın 7. maddesine göre “Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ıncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır”.Görüldüğü gibi bu düzenleme esasen kamu düzeni ve genel ahlak temeline dayandırılmıştır, maddede münferiden sayılan haller de bu kapsamdadır. Her iki düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinde Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin kural olarak geçmişe yürümeyeceği, fakat istisnaen belirli hallerde, değişikliklerin görülmekte olan davalara da uygulanacağı sonucuna varılmaktadır. 6101 sayılı yürürlük yasasının 7. maddesi ile kanun koyucu aşırı faizin önüne geçmek yünündeki iradesini, derdest davalara da yansıtmıştır. Yürürlük kanunun "görülmekte olan dava" kıstasının, faizin dava içinde devam ettiği halleri gösterdiği kabul edilmelidir.Bu durumda mahkemece Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar sözleşmeyle belirlenen faiz oranı, bu tarihten sonra ise 120'nci maddenin ikinci bendindeki sınırlandırılmış temerrüt faizinin uygulanması, faiz oranı yönünden kademeli hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır (HGK'nın 06.05.2015 gün 2013/23-2212 Esas, 2015/1309 Karar sayılı ilâmı). Davacı vekilinin faiz oranına yönelik karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden Dairemiz bozma ilâmının 3. bendinin tamamen bozma ilâmından çıkarılarak yerel mahkeme kararının faiz oranı yönünden değişik bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, 2. bent uyarınca Dairemizin 23.03.2015 gün 2014/7189 Esas, 2015/1449 Karar sayılı bozma ilâmının 3. bendinin tamamıyla bozma ilâmından çıkarılmasına, yerine yukarıda belirtilen gerekçe yazılmak suretiyle kararın BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 17.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.