Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Yüklenici genelde tacirdir, iş sahibininin işçisi olmayıp aksine işçi çalıştıran ve çalıştırdığı işçi nedeniyle işveren durumda olan kişidir. Bu özelliğinden dolayı iş sahibine karşı bağımsızdır. Bundan ötürü faaliyeti esnasında her türlü önlemi almak onun görevi ve işinin gereğidir, iş sahibi ise ancak BK.nun 99. maddesi uyarınca yükleniciye karşı oluş hile veya ağır kusuru ile meydana gelmişse sorumludur. Bunların dışında iş sahibinin sorumluluğu düşünülemeyeceğinden kaza sonucu meydana gelen zararlarla davalının ilintisi yoktur. Ancak, somut olayda, iş sahibi hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı ve Çatalca Ceza Mahkemelerinde bu davanın derdest olduğu görülmektedir. BK.nun 53. maddesi hükmünce, hukuk hakimi ceza mahkemesinin kusur saptayan hükmü ile bağlı değilse de oluşa ilişkin hüküm ile bağlı olacağından mahkemece, mevcut ceza davası sonucu beklenerek davalı cezalandırılır ve bu karar kesinleşirse davacı yararına hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesiyle yetinilmesi yerine olayı hizmet ilişkisi olarak niteleyen bilirkişi raporlarına bağlı kalınarak davanın yazılı biçimde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.