Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2609 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5398 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :..Ticaret MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin 15. maddesi uyarınca süre uzatımı nedeniyle fiyat farkı ile 2008/... nolu Bakanlar Kurulu Kararnamesi gereğince fiyat farkı alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacı şirket müşavir firma aracılığıyla davalı iş sahibine verdiği 15.12.2008 tarih 610-1-4/.... kayıt nolu dilekçesinde okul yerinin değiştirilmesi ve zemin etütleri ile projelerinin yapılması sebebiyle fiyat farkı talep etmemek üzere süre uzatımı talebinde bulunmuş ve davalı iş sahibince talep kabul edilerek fiyat farkı verilmeksizin işin bitimi 02.01.2009 tarihli olur ile 18.07.2009 tarihine kadar uzatılmıştır. Davacı davasında bu dilekçeyi davalının sözlü baskısı nedeniyle verdiğini ileri sürmüş ise de iradeyi sakatlayan sebeplerin varlığını yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşmenin 15. maddesine göre süre uzatımı nedeniyle talep edilen fiyat farkı istemin reddi doğrudur. Ancak sözkonusu dilekçede sadece süre uzatımı ile ilgili fiyat farkı istenmediği açık olarak belirtildiğinden kararname fiyat farkının istenmediği ve vazgeçildiği sonucunu doğurmaz.26.12.2008 tarih 27092 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2008/.. sayılı Bakanlar Kurulu Fiyat Farkı Kararnamesi'nin 1. maddesinde 31.05.2008 tarihinden önce 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre ihalesi yapılmış yapım işlerinde iş kalemleri veya iş gruplarının imalâtında fiilen kullanılan malzemelerden, fiyatlarında beklenmeyen artış olanlara fiyat farkı verilmesi kabul edilerek kapsamı 2. maddede, dayanağı 3. maddede gösterildikten sonra fiyat farkı hesabı 5. maddede düzenlenmiş ve 6.1. maddesinde bu esaslara göre fiyat farkının sadece bu esaslardan faydalanmak için idareye yazılı başvuruda bulunan yükleniciye verileceği kabul edilmiştir. Davacı yüklenici 13.01.2009 tarihinde davalı iş sahibine verdiği dilekçe ile sözkonusu kararname uyarınca fiyat farkı talebinde bulunmuştur.Bu durumda, davaya dayanak olan sözleşmeye konu ihale 2008/... sayılı fiyat farkı kararnamesinin 1. maddesine göre 31.05.2008 tarihinden önce yapıldığı, 2. maddede 01.01.2008 ile 30.09.2008 tarihleri arasında kullanılan malzemelerle ilgili fiyat farkı verileceği kabul edildiği ve kararnameden önce yapılan hakedişlere itiraz imkânı bulunmadığı ve davacı tarafça kararnamenin 6.1. maddesine göre yazılı başvuruda bulunulduğundan mahkemece kararname fiyat farkı ile ilgili işin esası incelenip kararname gereğince malzeme fiyat farkı isteyip isteyemeyeceği ve miktarı konusunda yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.