Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece davalı yüklenicinin el atmasının önlenmesine karar verilen 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yapının 4 ve 5. katlarında bulunmaktadır. Bilirkişi raporuna göre, bu katlar ruhsata aykırı yapılmış, diğer bir deyişle kaçaktır. Bu yön arsa sahiplerine para cezası uygulayan Belediye Encümen kararında da görülmektedir. 3194 sayılı imar Yasası uyarınca inşaatın tasdikli projesine uygun yapılması gerekir. Yasanın 32. maddesi hükmünce Ruhsata aykırı yapı bölümleri yıktırılır. 42. maddeye göre de bu eylemler "imar suçu" kabul edilerek sorumlular hakkında yaptırım uygulanır, imar Yasası'nın kamu düzeniyle ilgili olduğu, bu özelliği gereği emredici nitelik taşıdığı kuşkusuzdur. Bundan dolayı mahkemenin de yasa hükümlerini re'sen gözetmesi zorunludur. Hal böyle olunca, tasdikli projesine göre yapılmayan dava Konusu bölümler yasaya aykırı "kaçak" olduklarından bu gibi yerlerde yasaya aykırılığın korunması sonucunu meydana getirir şekilde mülkiyet iddiası dinlenemez. Çünkü, bu gibi yerlerin imara aykırılıkları giderilmedikçe sadece yıkımı istenebilir. Bu durumda mahkemece; yükleniciye 4. ve 5. katları tadilat projesi tanzimi suretiyle yasal hale getirmesi için uygun bir süre verilmeli, bu konuda gereğinde ilgili mercii ile de yazışma yapılarak dava konusu bölümler imar mevzuatına uygun hale getiriliyorsa davacıların mülkiyet iddiası ancak o takdirde değerlendirilmeli, aksi durumda yıkımı zorunlu bu yerlerle ilgili dava reddolunmalıdır. Bütün bu yönler bir yana bırakılarak eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. Sonuç : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent uyarınca hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), 275 milyon TL. duruşma vekalet ücretinin KDV'siyle birlikte davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.