Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 226 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4575 - Esas Yıl 2016
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl dava fazla ödemenin istirdadı, karşı dava ise ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalının temyiz itirazlarına gelince; Dairemizin uyulan 02.11.2011 gün 2010/3063 Esas, 2011/6426 Karar sayılı bozma ilâmında, yüklenici şirkete inşaatların ruhsatı alınıp projesine ve imar durumuna uygun hale getirilmesi için süre ve yetki verilmesi, imalâtlar yasal hale getirilip, ekonomik değer kazanıp kazanmamasına göre taraflarca açılan ödenen iş bedelinin ve fazla iş bedelinin tahsili taleplerinin değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, inşaatın yapıldığı yer olan Başkanlığı'nın yazılı cevapları ve alınan bilirkişi ek raporları ile dava konusu inşaatların büyüme ve çekme mesafelerinde tecavüz olduğundan ruhsata bağlanması ve yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığı tesbit edilmiştir. Bu haliyle ruhsatsız ve kaçak olup yasal hale getirilmesi mümkün olmayan inşaat ekonomik değeri haiz olmayacağından bedel istenemez. Ancak yıkımı talep edilebilir. Ekonomik değeri olmayan bir inşaatın kullanılması nedeniyle de yüklenici herhangi bir talepte bulunamaz. Aksinin kabulü imara aykırı ve kaçak olup yıkımı gereken ve imalât bedeli isteyemeyeceği bir inşaattan yüklenicinin kazanç temin etmesinin yolu açılmış olur. Bunun sonucu asıl davada iş sahibi ödediği iş bedelini geri istemekte haklıdır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede, gerek yapılan ödemeler, gerekse gerçekleştirilen imalâtların güncelleme yapılarak hesaplanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacı-karşı davalı Kooperatifin yasal olmadığı gibi yasal hale getirilme imkanı bulunmayan ve ekonomik değeri olmayan inşaatlar için yaptığı ödemeler bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla güncelleme yapılmaksızın tesbit ve hesaplattırılıp, asıl davadaki talep de dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile asıl davanın da reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı yüklenicinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı-karşı davalı iş sahibi Kooperatif yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-k. davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya-k. davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.