Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2240 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3792 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâline, takibin devamına karar verilmesi ve icra inkâr taminatının tahsili istemine ilişkindir.Davalı vekili; müvekkilinin yüklenici olarak davalıya ait binanın dış cephe giydirme işini yapıp zamanında bitirerek teslim ettiğini, iş bedeli için düzenleyip kestiği 20.562.32 TL'lik fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, gönderilen .... Noterliği'nin 31350 yevmiye ihtarına da uyulmadığını, bunun üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/10419 Esas nolu dosyasında yaptıkları icra takibine de haksız itiraz edildiğini belirterek haksız ve kötüniyetli itirazın iptâline, takibin devamına, icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde akdî ilişkiyi reddederek; davalının müvekkiline böyle bir işi yapmadığını, ihtarname ile gönderdiği faturayı itiraz edip iade ettiklerini, savunup haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece icra dosyası, fatura, davacıya ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu, keşif ve inşaat bilirkişisi raporu ile tanık beyanlarına göre taraflar arasında akdî ilişkinin mevcudiyeti kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı iş sahibi tarafından temyiz edilmiştir.Eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir.Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Akdî ilişkinin varlığını ispat yükü davacı üzerindedir.HMK'nın 200. maddesi hükmüne göre: (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.    (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir.Davacının akdî ilişkinin varlığına dair bu yükümlülüğünü az yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delil başlangıcı teşkil edebilecek bir belge de sunulmadığı gibi, davalının tanık dinlenmesine açık itirazına rağmen tanık dinlenerek ve davalının ticari kayıtları değerlendirilmeden sadece davacıya ait ticari kayıtlar incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporuna göre akdî ilişkinin varlığının kabulü doğru olmamıştır.Davacının dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı davada, akdî ilişki yazılı olarak kanıtlanamadığı halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine görüşle davanın kabulüne itirazın iptâline karar verilmesi yasaya aykırı olup davacı yanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ :Yukarıda yazılı nedenlerle davalı temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.