Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 219 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6172 - Esas Yıl 2015





.Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.2-Mahkemenin kabulü ve tarafların sundukları sözleşme suretlerine göre iş bedeli 162,000 euro olarak kararlaştırılmış ise de davacının iddiası, düzenlediği 24.04.2008 tarihli fatura içeriği ve davacının keşide ettiği 24.04.2008 tarih . yevmiye nolu faturanın davalıya tebliğ edildiği ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalının kapanış tasdikli bulunmayan ve lehine delil vasfı taşımayan ticari defterlerinde söz konusu fatura bedelinin ödendiği kaydedilmiş ise de davacı tarafça kabul edilmeyen ödeme kaydı yasal delillerle ispatlanamamıştır. Dava ve karar tarihindeki yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 23/II. maddesi gereğince “Faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde mündeceratı hakkında itirazda bulunmamışsa, mündeceratını kabul etmiş sayılacağı” hükmü getirilmiştir. Ayrıca aynı yasanın 84. maddesinde kanuna uygun olarak ve olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin mündeceratı sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılacağı belirtilmiştir. Yabancı para borçlarıyla ilgili dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 83/II. maddesinde sözleşme ödeme yerinde kanuni rayici olmayan bir para üzerine kurulmuş ise akdin harfiyen icrası “aynen ödemek” kelimeleri veya buna muadil sair tabirat ile şart edilmiş olmadıkça borcun vade günündeki rayici üzerinden memleket parasıyla ödenebileceği düzenlendikten sonra aynı maddenin son fıkrasında da yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre . .parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir. Davacı alacaklı . keşide ettiği 11.09.2008 gün 30425 nolu ihtarnamesinde Borçlar Kanunu 83/son maddesindeki seçimlik hakkını TL cinsinden kullanmıştır.Bu durumda mahkemece, davacının keşide 24.04.2008 tarih 340.718,00 TL meblağlı faturaya davalının itiraz etmemesi sonucu içeriği kesinleştiği ve kendi defterlerindeki bu fatura kaydı aleyhine delil sayılacağından davacının sözleşme konusu işle ilgili hakettiği iş bedeli 340.718,00 TL kabul edilip, bu miktardan davalının ödediği hesaplanan ve kabul edilen 151.626,24 euronun davacının seçimlik hakkını kullandığı 11.09.2008 tarihindeki .efektif satış kuru üzerinden karşılığı hesaplattırılıp davacının az yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ihtarnamesinin 4. maddesinde kabul ettiği 268.310,00 TL'den az olmamak üzere kabul edilip yüklenici alacağından düşülmesi suretiyle dava dilekçesinde belirtilen ve ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 830,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.