Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2151 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5297 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ile davalı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ... ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup asıl dava sözleşmenin haksız feshedildiğinin tesbiti, el konulan teminat bedelinin iadesi, kâr kaybı, maddi ve manevi tazminat ile hakediş bedeli alacaklarının tahsili istemlerine, birleşen dava ise işin ayıplı yapılması sonucu uğranılan zararın giderilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen karşı davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacı-birleşen dosya davalısı ... yüklenici, davalı-birleşen dosya davacısı .... iş sahibidir. 28.07.2010 gün 9405 yevmiye nolu sözleşme ile yüklenici sözleşme ve eki proje ile şartnamelere göre ..... Yenileme İşi'ni üstlenmiştir. İş sahibi tarafından 03.11.2010 tarihinde sözleşme feshedilmiştir.Yanlar arasında asıl davadaki uyuşmazlık sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, buna bağlı olarak yüklenicinin teminatın iadesi, kâr kaybı, maddi ve manevi tazminat istemekte haklı olup olmadığı ile hakedişinden ödenmeyen alacağının bulunup bulunmadığı, birleşen dosyada ise jeotermal hatta boruların patlamasının eksik ve kusurlu imalât sonucu meydana gelip gelmediği, yüklenicinin sorumlu tululup tutulmayacağı ve miktarı konusunda toplanmaktadır.Mahkemece mahallinde keşif de yapılmak suretiyle inşaat ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan 06.01.2012 günlü rapor tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan 08.05.2012 tarihli 1. Ek rapor ile itiraz üzerine yine aynı kuruldan 10.02.2014 tarihli 2. Ek rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu rapor ve 1. Ek raporunda imalât seviyesinin %93 olduğunu belirtmelerine karşın 2. Ek raporlarında %96,09 olduğunu bildirmişlerdir. Raporlar arasında feshin haklılığının irdelenmesi yönünden önemli olan imalât seviyesi konusunda fark mevcut olup ayrılma nedeni gerekçeli olarak açıklanmadığı gibi tarafların rapor ve ek raporlara teknik içerikli itirazları bulunmasına rağmen çelişkiyi gidermek ve itirazları değerlendirmek üzere başka bir kuruldan rapor alınması yönüne gidilmemiştir. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 281/3. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan dosyadaki mevcut delil, tutanak ve belgelere göre feshin haklılılığının değerlendirilmesine esas olacak fesih tarihi itibariyle işin gerçekleşme yüzdesi, teminat bedeli, kâr kaybı, maddi tazminat ile fesih tasfiye kesin hesabı yapılarak yüklenicinin isteyebileceği hakediş alacağı ve birleşen davadaki patlayan borular nedeniyle iş sahibinin uğradığı zarar ile bunun yüklenicinin eksik ve kusurlu imalâtı sonucu meydana gelip gelmediği montaj ile çekme ve itmeden yüklenicinin sorumlu olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ve önceki raporlara itirazları karşılar şekilde rapor ve ek rapor alınıp, raporların birinci bilirkişi kurulu rapor ve ek raporların farklı olması halinde çelişkiyi ortadan kaldırmak için yeniden oluşturulacak 3. bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverşli rapor alındıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu asıl ve birleşen davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.100,00'er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.