Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 183 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 5186 - Esas Yıl 2016





.Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle doğan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava tarihinin 07.12.2012 olması gerekirken karar başlığında 16.12.2015 yazılmasının maddi hata olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı araca. sistemi takılması için davalı ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğunu, ayıplı ifa nedeniyle araçta hasar meydana geldiğini belirterek ayıptan doğan zararın giderim bedeli olan 12.739,00 TL'nin tahsilini istemiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece tespit dosyasındaki rapor esas alınarak davanın kabulüne ve 12.739,00 TL'nin 19.09.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve konusu. sistemi takılması işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Hukuki dinlenilme hakkının düzenlendiği HMK 27. maddeye göre davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK 266/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular .düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK 281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK 281/3).Somut olayda mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın, davalının yokluğunda yapılan delil tespiti ile alınmış bilirkişi raporuna dayanılarak hükme varılmıştır. Delil tespiti karşı tarafın yokluğunda yapılmış ve bu rapora itiraz edilmiş olduğu halde delil tespiti dosyasında alınan raporun hükme esas alınması hukuki dinlenilme hakkına da aykırıdır. Kabule göre de dava tarihinden önce faiz başlangıcına esas olacak bir temerrüt ihtarnamesi bulunmadığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken haksız fiillerde uygulanan olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş seçilecek konusunda uzman bir bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınıp değerlendirmek suretiyle karar vermektir. Belirtilen nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.