Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptaline, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 maddesi uyarınca aynı maddede sayılan istisnalar hariç eser sözleşmesinden doğan bütün davaların 5 yıllık zamanaşımına tabi olmasına, işin teslim edildiği Eylül 1999 ile icra takibinin başlatıldığı 11.05.2004 tarihleri arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davacı yüklenici dava dilekçesinde 1999 yılında yapılan sözlü anlaşma uyarınca davalı kooperatife ait blokların boya ve badana işçiliklerini yaptığını, işi tamamlayarak Eylül 1999'da teslim ettiğini, hakettiği işçilik bedeli ödenmediğinden 11.05.2004 tarihinde Kazan İcra Müdürlüğünün 2004/279 sayılı dosyası ile icra takibine geçerek 5.750,00 TL asıl alacak ve 12.920,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.670,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak %48 oranında reeskont faiziyle tahsilini istediğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı kooperatif vekili bilirkişi raporuna itirazlarını sunduğu 24.07.2006 tarihli dilekçesinde akdi ilişkiyi inkar etmiş ise de, davalı vekili 22.11.2005 günlü celsede işin yapılmaması ile ilgili herhangi bir beyanlarının bulunmadığını belirterek akdi ilişkiyi zımnen kabul ettiğinden, davalı kooperatifin başkanı Vahit Pirpiroğlu 'da 13.06.2007 havale tarihli dilekçesi ekinde davacı tarafından yapılan işlerin tutarını, ödeme miktarını ve kalan borcu gösterir “gider tutanağıdır” başlıklı kesin hesap belgesi ibraz ettiğinden taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu kabul edilmelidir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık genel olarak hakedilen işçilik bedeli ve ödemeler konusunda toplanmaktadır. Davalı kooperatif başkanı tarafından 13.06.2007 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan “gider tutanağıdır” başlıklı adi yazılı fotokopi belgede: yapılan boya işçilik tutarının 3.700,00 TL, ödenen miktarın 2.200,00 TL, kalan borç miktarının da 1.500,00 TL olduğu yazılıdır. Belgede iş sahibi kooperatifi temsilen başkan Kemal Usta, muhasip Hasan Pazar, Üye S. Muzaffer Ergüneş'in, taşeron olarak da davacı ...'nun imzaları bulunmaktadır. Belge, işin teslim edildiği iddia olunan Eylül 1999 tarihinden sonra 2000 yılı içinde düzenlendiğinden kesin hesap niteliği taşımaktadır. Bu belge mahkemece duruşmalarda okunmamış, belgeye karşı davacının beyanı alınmamıştır. Belgedeki imzanın davacı yanca mahkeme huzurunda ikrar olunması veya mahkemece davacıdan sadır olduğunun kabul edilmesi halinde anılan belge aksi kanıtlanmadıkça kesin delil sayılacağından uyuşmazlığın bu belge dikkate alınarak çözümlenmesi gerekir. O halde mahkemece yapılacak ilk iş, davalı kooperatife belge aslı ibraz ettirilerek belge hakkında davacıyı isticvap etmek, davacının belgedeki imzayı inkar ederek sahtelik iddiasında bulunması halinde bu yöndeki iddiaları incelemek, belgedeki imzanın davacı tarafından ikrar edilmesi ya da yapılan inceleme sonucu davacıya ait olduğunun ve sahte olmadığının anlaşılması halinde: davacının kalan alacağının 3.700,00 – 2.200,00 = 1.500,00 TL olduğunu kabul etmek, ödemeyi ispat külfetini davalıya yükleterek kanıtlanması halinde davayı tümden reddetmek, kanıtlanamaması halinde 1.500,00 TL asıl alacak üzerinden kabul etmek, belgedeki imzanın inkar edilmesi ve yapılan inceleme sonucu davacıya ait olmayıp sahte olduğunun anlaşılması halinde ise: iş bedeli BK'nın 366. maddesi hükmünce işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerine göre belirleneceğinden ve 05.03.2007 tarihli birinci bilirkişi ek raporunda işçilik bedeli işin yapıldığı 1999 yılındaki rayiçlerle 6.000,00 TL olarak saptanmış olup bu rapor hüküm tesisi için yeterli ve elverişli bulunduğundan taleple bağlı kalınarak 5.750,00 TL asıl alacak üzerinden davayı kabul etmekten ibarettir. Öte yandan mahkemece işin teslim edildiği 30.09.1999 tarihi faize başlangıç alınarak, bu tarih ile icra takibinin başlatıldığı 11.05.2004 tarihi arasındaki dönem için hesaplanan 12.920,00 TL faiz alacağı yönünden de dava kabul edilerek itirazın iptaline karar verilmiştir. İşin teslim tarihinde alacak muaccel (istenebilir) hale gelmekte ise de, bu tarihte borçlu kendiliğinden temerrüde düşmez. Muaccel bir borcun borçlusunun temerrüde düşmesi için 818 sayılı Borçlar Kanununun 101. maddesi uyarınca alacaklının borçluya ihtar göndererek alacağın ödenmesini istemesi, ya da sözleşmede kesin bir vadenin kararlaştırılmış olması gerekir. Aksi halde temerrüt alacağın tahsili için İcra Müdürlüğüne başvurulduğu veya dava açıldığı tarihte oluşur. Somut olayda yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi sözlü olarak kurulmuş olup kesin vade kararlaştırılmadığı gibi, icra takibinden önce davalının ihtarla temerrüde düşürüldüğü de kanıtlanmamıştır. Bu durumda davalı borçlunun icra takibinin başlatıldığı 11.05.2004 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulüyle takip öncesi döneme ait faiz alacağıyla ilgili istemin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.