Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1811 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3114 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R - Dava, eser sözleşmenden doğan alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu idarece ihale şartnamesinde sunulan projenin tadil edilerek değiştirilmesi ek maliyet getirdiği halde idarece ödeme yapılmadığını, bu konuda tespit yaptırdıklarını belirterek 54.127,00 TL alacağın tahsilini istemiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülga BK 355 vd. maddelerde düzenlenen ve konusu ".. .. Devlet Hastanesi Hizmet Binası Onarım İşi" olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davasıdır. Davacı yüklenici davalı idare ise iş sahibidir. Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi idare arasında hastane onarımı işine ilişkin olarak 18/07/2011 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin 8.2.1-1 maddesine göre maddesine göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ekidir. Sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde sözleşme eklerinin öncelik sırası gözetilerek şartname hükümlerinin de uygulanması gerekir. Şartnamenin 21. maddesinde sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi, 22. maddede ise sözleşmede bulunmayan işlerin fiyatının tespiti düzenlenmiştir. İş artışı ve iş eksilişi nedeniyle yapılacak hesaplamada bu hükümler gözetilmelidir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir. (281/3) Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK 282/1).Raporu serbestçe değerlendirme yetkisi hâkimin, bilirkişinin yerine geçerek hâkimlik mesleği dışında özel ve teknik bilgi gerektiren bir durumda şahsi bilgisi ile karar verebileceği anlamına gelmez. HGK'nın .. tarihli .. Esas .. Karar sayılı kararında da hakimin kendisini bilirkişi veya bilirkişi kurulu yerine koyamayacağı, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda şahsî bilgisi ile sonuca gidemeyeceği, o konuda bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu ve bu çelişkinin giderilmesi teknik bilgiyi gerektirdiği takdirde, hâkim bu çelişkiyi giderecek rapor veya ek rapor almalıdır. Bu şekilde çelişkiyi gideren rapor almaksızın raporlardan birini esas alarak karar verilmesi halinde hâkimin özel ve teknik bilgi gerektiren bir durumda şahsi bilgisi ile karar verdiği gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahallinde keşif yapılmak suretiyle düzenlenen 1. bilirkişi raporunda davacının hakettiği alacağın 16.889,04 TL olduğu bildirilmiştir. İtiraz üzerine talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda hak edilen bedelin 7.640,00 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporları arasında bir mislinden fazla fark bulunmaktadır. Mahkemece 1. bilirkişi raporuna itibar edildiği bildirilmiş ise de 1. bilirkişi kurulunca rapor düzenlendikten sonra itiraz üzerine bu rapor yeterli görülmeyerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğine göre 2. bilirkişi raporunun hesabı ile ilk raporu teyit etmemesi halinde sonradan dönülerek ilk rapora göre karar verilmesi mümkün değildir. Yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan Sözleşmenin 8.2.1-1 maddesine göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözeşmenin eki olduğundan ilave işler ve ek iş artışı ile ilgili sözleşmenin 21 ve 22. maddeleri hükmüne uygun olarak davacı yüklenicinin bedele hak kazanıp kazanmadığı ve miktarı konusunda gerekçeli ve hükme elverişli rapor alınıp davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.