Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle takip ve dava dayanağı olan sözleşmede monte edilecek reklam panolarının yeniden düzenleneceğine dair hüküm bulunmamasına, bu sözleşmede ilk sözleşmede monte edilecek reklam panosu sayısının 23'e çıkarılmış olmasına, gerek delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu gerekse mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu sözleşmede belirtilen 23 direkte reklam panolarının monteli olduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 01.07.2012 tarihli sözleşmeye göre 23 adet reklam panosu asılması işini üstlendiğini, direk reklam montajlarını sözleşmede kararlaştırılan adreslerde yaptığını, ancak davalı tarafından sözleşmenin 13.08.2012 tarihli ihtarname ile feshedildiğini belirterek alacağı ile ilgili yaptığı icra takibine davalının itirazının iptâli ile takibin devamına, icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacı ile aralarında ilk kez 2011 yılında sözleşme yapıldığını, bu sözleşmeden sonra 01.07.2012 tarihinde yeniden sözleşme imzaladıklarını, davacının görsellerin direklere yeniden montajı isteminin sözleşmeye aykırı olduğunu, montajı için ek ücret istediğini, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiği gerekçesi ile davanın asıl alacak olan 56.994,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında ilk kez düzenlenen 15.12.2011 tarihli sözleşmede toplam 17 adet çift yüzlü reklam panosunun davacı tarafından konulmasının üstlenildiği, 15.12.2011 ile 30.08.2012 tarihleri arasında toplam 11.800,00 TL bedelle reklam kira süresinin belirlendiği anlaşılmakta olup aynı şartlarla 01.07.2012 tarihli sözleşmenin düzenlenip bu kez davacının 23 adet çift yüzlü reklam panosu asılması işini üstlendiği,reklam süresinin 01.07.2012 ile 01.03.2013 tarihleri arasında olacağının kararlaştırıldığı, toplam sözleşme bedelinin 54.280,00 TL olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davanın açılmasından önce 2015/58 D.İş sayılı dosyada yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raporunda tabela sayısının 24 olduğu belirlenmiş,bunların taraflar arasındaki hangi sözleşme kapsamında ne zaman takıldığı konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Mahkemece dosya üzerinden alınan bilirkişi raporunda ise direklerde eski reklam posterlerinin olduğu,yeni posterlerin asılmamış olması nedeniyle davacının alacaklı olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece 01.07.2012 tarihli sözleşmede davacının yeni reklam panolarını asması gerektiğine dair hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşme uyarınca asılacak reklam panolarına ilişkin müşterinin onay vermesi gerektiğine dair hüküm de yer almadığı, davacının 06.07.2012 tarihli montaj tutanaklarına göre reklam tabelalarını direklere astığı gerekçesi ile dava kabul edilmiş ise de davacı tarafından düzenlenip davalıya gönderilen faturalara davalı tarafından itiraz edilmiş olup bu nedenle içeriklerinin kesinleştiğinden bahsedilemez. Mahkemece delil tespit dosyasındaki veriler de dikkate alınarak her iki sözleşme gereğince davacının yaptığı işin karşılaştırılmak suretiyle 2. sözleşme gereğince hak ettiği iş bedelinin teknik bilirkişiden rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi alacağın varlığının yargılama ile belirlenip likid sayılamayacağı davalının da itirazında haksız kabul edilemeyeceği halde davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.