Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1777 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2977 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;Davacı yüklenici davasında, .. ilçesi 440 ada 4 parsel üzerinde bulunan 7 adet ikiz villa ile .. Mahallesi 805 ada 503 parselde bulunan .. .. ahşap marangoz işlerini, kör kasalarını, lambrilerini, ahşap merdivenlerini, mutfak dolaplarını, kapılarını, korkuluklarını, çeşitli dolap, tavan ve saçak kaplamalarını, kütüphane ve benzeri işleri malzemeli olarak 2008 yılında yapıp teslim ettiğini, yaptığı işin bedelinin 39.253,70 TL olduğunu, kendisine 26.232,00 TL ödendiğini, bakiye ödenmeyen 13.021,70 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise savunmasında davanın reddine karar verilmesi istemiş, mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğurultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtiâf yoktur. İhtilâf iş bedelinde toplanmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmadığından işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 366. maddesi uyarınca iş bedelinin yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi ve belirlenen bu iş bedelinden de iş sahibi tarafından yasal delillerle ispatlanan ödemelerin düşülmesi gerekir. Mahkemece, yerinde keşif yapılarak alınan ve inşaat mühendisi bilirkişisi Bedri Hepbiçer tarafından düzenlenen raporda davacı yüklenicinin yaptığı işlerin neler olduğu tespit edilmiş, ancak; hangi yıl itibarıyla değerinin tespit edildiği belirtilmeden birim fiyatlar üzerinden davacının hakettiği iş bedeli saptanmıştır. Oysa, az yukarda açıklanan yönteme uygun düşmeyen bu rapor hükme esas alınamaz. Mahkemece yapılacak iş, bilirkişiden ek rapor alınarak davacı tarafından yapılan ve bilirkişinin 15.08.2014 tarihli raporunda da yapıldığı saptanan işlerin, işin yapıldığı 2008 yılı itibarıyla mahalli serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre bedeli tespit ettirilmeli, bu şekilde belirlenen iş bedelinden davalı tarafından ödendiği kanıtlanan 26.232,00 TL mahsup edilerek varsa davacının kalan alacağı saptanmalıdır. Belirtilen bu yönteme uygun düşmeyen ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.