Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1775 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2948 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı, .. talimatı il .. .. su isale hattını yaptığını ancak iş bedelinin ödenmediğini belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek 10.000,00 TL alacağın 2010 yılı Ocak ayından itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiş, ıslahla talebini 280.806,18 TL'ye çıkarmış, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dava, konusu su isale hattı yapım işi olan sözlü eser sözleşmesi bulunduğu ve iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla alacak davası olarak açılmış ancak mahkemece vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (HMK 107/1) Kısmi davanın düzenlendiği HMK 109/1. maddeye göre talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Somut olayda dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de değer gösterildiği ve alacak miktarı belirlenebilir olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi mümkün değil ise de hukuki niteleme hakime ait olduğundan kısmi dava olarak görüldüğü kabul edilmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Yazılı sözleşme bulunmamasına rağmen yapılan iş davalı yararına olup davalı tarafından da kabul edilmiş ve kullanılmaktadır. Bu durumda davacı vekaletsiz işgörme hükümlerine göre iş bedelini isteyebilir. İşin yapıldığı tarihe göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 410 ve izleyen hükümleri gereğince vekâletsiz iş görme halinde iş bedeli işin yapıldığı zamandaki serbest piyasa rayiçlerine göre uzman bilirkişi aracılığıyla yaptırılan inceleme sonucu mahkemece belirlenir. Mahkemece alınan rapor ve ek rapordaki hesaplamalar bu kurala uygun olmadığından hükme esas alınabilecek yeterlilikte değildir.Faiz başlangıç tarihi yönünden ise; muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. (BK 101. madde) Daha önce ihtar çekilerek temerrüde düşürülmeyen borçlunun temerrüdü takip veya dava tarihinde gerçekleşir. Bu temerrüt takip veya dava konusu edilen miktar için geçerli olup, ıslahla artırılan miktar için ise ıslah harcının yatırıldığı tarih olan ıslah tarihinde temerrüt gerçekleşir.Uygulanacak faiz türüne gelince; dava dilekçesinde alacağa ticari faiz uygulanması talep edilmiş, mahkemece yasal faize karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 12/3 ve 3. maddeleri uyarınca her çeşit imâl ve inşa işleri ticari iş sayıldığından 3095 sayılı Kanun'un 2/2 maddesi uyarınca davacı, alacağına ticari temerrüt faizi talep edebilirBu durumda mahkemece; davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kısmi dava olarak açıldığı da gözetilerek; iş bedelinin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre tespiti için önceki bilirkişiden ek rapor alınarak bu ilkelere göre değer hesaplattırılması, alınacak rapor sonucuna göre; dava kısmi dava olduğundan davada talep edilen miktar için dava tarihinden artırılan miktar için ıslah harcının yatırıldığı tarihten olmak üzere davacının talebi de dikkate alınarak inşaat ve imalât işleri ticari iş olduğundan ticari faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.