Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1741 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5330 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ankara 19. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :11.09.2008Numarası :2005/242-2008/258Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, ıslah talebi de gözetilerek davanın kısmen kabulü ile toplam 14.418,80 TL alacağın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.Davalı arsa sahiplerinden İ.. Ü.. dışındaki diğer arsa sahibi davalılar ile davacı M.. M.. arasında Ankara 32. Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 12.01.1995 tarihli ve 1417 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile İ.. Ü.. ve davacı arasında yapılan ve aynı Noterlikçe doğrudan düzenlenen 21.02.1995 tarihli ve 4925 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davacı bu sözleşmedeki koşullarla Ankara - Keçiören İlçesinde bulunan .. ada ve..parsel sayılı taşınmaza inşaat yapımını ve arsa sahiplerine verilmesini kararlaştırılan bağımsız bölümlerin teslimini yüklenmiştir. Yine taraflar arasında yapılan ve Yenimahalle 2. Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 09.04.1997 tarihli ve 11529 yevmiye numaralı sözleşme ile de yapılan inşaattaki bağımsız bölümlerin belirlenmesi ve paylaşımı kararlaştırılmıştır. 07.02.1996 tarihli ve 4891 yevmiye numaralı sözleşme ise davacı M.. M.. ile dava dışı STV İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. temsile yetkili S. V. arasında yapılmış olup; bu sözleşme gereğince, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin konusu olan inşaatın yapımını sekiz adet bağımsız bölüm karşılığında alt yüklenici şirket yüklenmiştir. 07.02.1996 tarihli ve “Taşeronluk Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede kararlaştırıldığı üzere; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yükleniciye verilmesi kararlaştırılan on adet bağımsız bölümün sadece iki adedinin davacı yükleniciye verilmesi kabul edilmiştir.Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi için arsa sahiplerince yüklenici M.. M.. hakkında açılan davada; Ankara Asliye 18. Hukuk Mahkemesi'nce sözleşmelerin “geriye etkili sonuç doğurur” şekilde feshine karar verilmiş ve 2002/546 Esas ve 2003/655 Karar sayılı bu hüküm, 16.09.2003 tarihinde kesinleşmiştir.Arsa sahiplerince yükleniciye verilmesi kararlaştırılan ve yüklenici tarafından da, alt yüklenici sözleşmesi gereğince, alt yüklenici şirkete temliki kabul edilen dairelerden yedi adedinin iş bedeline mahsuben alt yükleniciye ya da onun talimatı üzerine dava dışı üçüncü kişilere verilmiş olduğu yanlar arasında çekişmeli değildir. Ancak, davacı yüklenici arsa sahipleri hakkında Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'ne 1, 8 ve 13 numaralı dairelerin tapu kayıtlarının iptâli ile adına tesciline karar verilmesi istemi ile açılan davada ise mahkemenin 2004/276 Esas ve 2004/576 Karar sayılı hükmüyle reddedilmiş ve bu karar da kesinleşmiştir.Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi durumunda; yüklenici; İmar Yasası ve bağlı mevzuatına uygun olarak yapılmış ise yapılan işin bedelini feshin kesinleştiği tarih itibariyle serbest piyasa fiyatları rayiçlerine göre arsa sahibi ya da arsa sahiplerinden talep edebilir. Somut olayda, yapılan inşaatın sözleşmenin feshi tarihi itibariyle tamamlanmış fiziki oranının %87 olduğu belirlenmiştir. Buna göre yükleniciye verilmesi gereken bağımsız bölümlerin sayısı hesaplandığında yüklenicinin 8,7 adet dairenin bedelinin tahsilini isteyebileceğinin kabulü gerekir. Ne var ki, bedeli istenebilecek (1,7) adet daireden fazlası üçüncü kişilere alt yüklenici tarafından kayden satılmış olduğu da 12.04.1996 tarihli ve “Protokol” başlıklı ve 05.04.1996 tarihli “Satış Protokolü” başlıklı adî yazılı sözleşmelerle, tapu kayıtları kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının, akidi olan alt yüklenicinin bu işlemlerine itirazı da olmamıştır.O halde; davacı yüklenicinin arsa sahiplerinden talep edebileceği iş bedelinin bulunmadığının kabulü gerekir. Dava edilmeyen alacak da sonradan ıslah yoluyla dava konusuna eklenemez. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen ya da kısmen düzeltilmesidir (Y.H.G.K'nın 17.03.2007 tarih, 2007/2-99 Esas ve 2007/141 Karar sayılı ilâmı). Islah yoluyla bir işlemin düzeltilebilmesi için taraflarca yapılan bir usul işleminin bulunması zorunludur. Islahla artırılan 8.418,00 TL alacağa ilişkin dava dilekçesinde bir talep yoktur. Bu hukuksal nedenlerle davanın reddi gerekirken mahkemece yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalılar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.