Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1486 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1709 - Esas Yıl 2007





Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: Dava, Düzenleme Şeklinde Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshi ve tapu iptali tescil istemleriyle açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar ile davalı yüklenici şirket arasında 12.10.1993 tarihinde Düzenleme Şeklinde Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmıştır. Sözleşme ile arsa üzerine zemin + 3 katlı bina yapılması, her katta 2 daire olması, 1. kattaki 1 numaralı dairenin arsa sahibi Fatma'ya bırakılması, kalan daire ve dükkanların ise tamamının davalı yüklenici şirkete ait olması kararlaştırılmıştır. Dosyada bulunan tapu kayıtlarından ve akit tablolarından dava konusu A... İlçesi, K... Mahallesi, 2661 parsel numaralı taşınmazın 03.12.1993 tarihinde davacı arsa sahipleri tarafından davalı yüklenici şirkete tapuda satıldığı, davalı yüklenici şirketin de taşınmazı 06.07.1994 tarihinde diğer davalı Himmefe tapuda sattığı anlaşılmaktadır. Daire karşılığı inşaat sözleşmesi 12.10.1993 tarihinde yapılmıştır. Davacılar, dava konusu 2661 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydını 03.12.1993 tarihinde davalı yüklenici şirkete devretmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan akit tablosundan bu devrin satış olarak yapıldığı görülmektedir. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, daire karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılmasından sonra tapuda yapılan devir işlemleri, arsa sahiplerinin edimlerini yerine getirmesi olarak kabul edilmektedir. Davalı yüklenici şirket tarafından aksi kanıtlanmadığından, tapuda bu işlemlerin satış olarak gösterilmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Davalı yüklenici şirketin dava konusu 2661 parsel sayılı taşınmaza hak kazanabilmesi için daire karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmesi gerekir. Söz konusu sözleşmede inşaatın süresi temel üstü vizesi alındığı tarihten itibaren 15 ay olarak gösterilmiştir. Davalı yüklenici şirket tarafından inşaat ruhsatının alın-madığı ve inşaata başlanmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan A... Belediyesi'nin 12.10.2006 günlü yazısından da, dava konusu parsele inşaat yapılabilmesi için 2671 ve 2662 parsellerle tevhidinin zorunlu olduğu belir-tilmiştir. Davacılar ile davalı yüklenici şirket arasındaki daire karşılığı inşaat sözleşmesi, bu davaya kadar geçerliliğini korumuştur. Ancak davacılar, faz-lasıyla beklediklerini, yüklenici şirketin herhangi bir işlem yapmadığını belir-terek sözleşmenin feshini istemişlerdir. Sözleşme tarihinden bu yana geçen uzun süre dikkate alındığında, davalı yüklenici şirketin temerrüde düştüğü, davacıların fesih isteklerinde haklı oldukları sonucuna varılmaktadır. Her ne kadar dava konusu parsel 06.07.1994 tarihinde davalı yüklenici şirket tarafından diğer davalı Himmet'e tapuda satılmışsa da, edimini yerine getirmeyen davalı yüklenici şirketin dava konusu taşınmazın mülkiyetini edinemediği, dolayısıyla diğer davalıya yaptığı satışın hukuki bir geçerliliğinin olmadığı, bu durumda davalı Himmetin iyiniyet savunmasının kabulünün ve TMK'nın 1023. maddesinin davalı Himmet yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı yüklenici şirketin sözleşmede karar-laştırılan edimini yerine getirmemesi ve temerrüde düşmesi nedeniyle daire karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ile davacıların tapu iptali ve tescil istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu davacıların taşınmazı tapuda sattıkları ve davalı Himmetin de iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı arsa sahipleri yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 07.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.