Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1299 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 7623 - Esas Yıl 2004
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava niteliği itibariyle İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davanın açılabilmesinin önkoşulu alacaklı tarafından borçlu hakkında geçici veya kesin aciz vesikasının alınmış olmasıdır. Davacı tarafından borçlu hakkında dava açarken bahsedilen nitelikte aciz vesikası alınmadığı gibi bu eksiklik sonradan da ikmal edilmemiştir. Bu eksikliğin ikmali için davacıya süre verilmelidir. Diğer yandan iptal davalarında İİK.nun 282. maddesi hükmü gereğince davalı olarak borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler İle bunların mirasçıları ve kötüniyet sahibi 3. şahısların davalı olarak gösterilmeleri gerekmektedir. Başka bir anlatımla bunlar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu durumda İptal davasına konu gayrimen-kullere ilişkin tapu kayıtlan ilk tesislerden itibaren tüm tedavülleri ve daya-nakları iie celbedilerek borçlu Müslüm'ün tasarrufta bulunduğu kişilerin adına tebligat çıkartılmak suretiyle davaya katılmasının sağlanması ve taraf teşkilinin sağlanarak davaya devam edilmesi gerekmektedir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu noksanlığı görevi nedeniyle resen gözönün-de bulundurması zorunludur. Bütün bu hususlar gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan ve aciz halinin varlığı saptanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 8.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.