Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1253 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1805 - Esas Yıl 2012





Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacının iddiası, davalının savunması ve dosya kapsamı ile yanlar arasında .... köyü 509 ada 127 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalıya bir villa inşaatı ve bu villanın içinde bulunduğu sitenin bahçe düzenlemesi ile ortak alanlarının yapımı konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi taraflar bedel miktarında mutabık değildir. İşin hangi tarihte yapıldığı konusunda da yazılı delil bulunmamakla birlikte davacı vekili 13.02.2008 tarihli dilekçesinin ikinci sayfasında “Beyanlarımız” diye başlayan bölümün 6. maddesinde hangi imalât işlerinin hangi tarihlerde yapıldığını bildirmiştir. Davalı yanca buna karşı çıkılmadığı gibi temyiz dilekçesindeki beyanlarında da imalâtların belirtilen tarihlerde yapıldığını kabul etmektedir. Bunun yanında davacı taraf ödemelerin fazla hesaplandığını ileri sürmekte, davalı iş sahibi de bazı ödemelerin dikkate alınmadığını ve yapı denetim ücretinin kendilerince ödenmesine rağmen yüklenici alacağına katıldığını savunmaktadır.Taraflar iş bedeli konusunda anlaşamadıklarından dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce iş bedelinin, eksik ve kusurlar gözönünde tutularak ve imalâta dahil edilmemek suretiyle yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre saptanması gerekir. Hesaplanacak rayiç bedelde yüklenici kârı ve KDV dahil olacağından ayrıca eklenemez. Bu durumda mahkemece öncelikle taraflarca ihtilâflı hale getirilen ödemeler ile ilgili gerekli araştırmalar yapılıp varsa belgelerin sıhhati konusu da incelenip, kanıtlanamayan ödemeler yönünden davalı vekili 07.05.2008 tarihli delil listesinin 30. maddesinde açıkça yemin deliline de dayandığından davacıya yemin yöneltme hakkının bulunduğu hatırlatılıp, kural olarak yapı denetim ücreti arsa sahiplerine ait olacağından davacı yüklenicinin bunu kendisinin ödediğine dair yasal delili bulunmadığı dikkate alınarak ödemeler belirlenmelidir. Bundan sonra hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla 13.02.2008 tarihli beyan dilekçesinde belirtilen imalâtların gerçekleştirildiği tarihlerdeki yerel piyasa rayiçlerine göre eksik ve kusurlar da gözönünde tutularak iş bedeli hesaplattırılıp, yapı denetim ücretinin yüklenici tarafından ödendiğinin kabulü halinde bunun miktarının da hesaplanan iş bedeline eklenerek davacının hak ettiği bedel bulunup bu miktardan kanıtlanan ödemeler düşüldükten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan her çeşit inşaat ve imâl işleri 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12/III, maddesine göre ticari iş olup davacı yüklenicinin 3095 Sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi gereğince avans faizi talep etmesi mümkün ise de; bundan daha düşük oranda reeskont faizi isteminde bulunulduğu ve......Bankası’nca halen reeskont faiz oranları yayımlanmaya devam ettiğinden kabul edilen alacağa reeskont faizi uygulanması yerine yasal faiz ile birlikte tahsil kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.