Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanıklar A.. A.., V.. A.., H.. A.., Z.. E.. ve N.. E..'un yapılan yargılamaları sonunda; çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetlerine dair Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.02.2011 gün ve 2006/188 Esas, 2011/39 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Anayasa’nın hak arama hürriyeti kenar başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin adil yargılanma hakkı kenar başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, bir suç ile itham edilen herkesin kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafiin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, re’sen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek hakkının bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nın sanığın duruşmadan bağışık tutulması kenar başlıklı 196. maddesinin 2. fıkrasında da, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, sanığın istinabe suretiyle sorguya çekilebileceği, Avrupa İnsanları Mahkemesi, Colozza/İtalya, (No. 12 Şubat 1985) kararında, Sözleşme'nin 6 (1). fıkrasında açıkça geçmediği halde, bu maddenin amaç ve gayesinin bir bütün olarak ele alındığında, "hakkında suç isnadı bulunan" bir kimsenin, yargılamada yer alma hakkı bulunduğunun anlaşıldığını, ayrıca Sözleşme'nin 6 (3). fıkrasının (c), (d) ve (e) bendelerinin, "hakkında bir suç isnadı bulunan herkese", "kendini bizzat savunma", "tanıkları sorgulama veya sorgulatma" ve "mahkemede kullanılan dili anlamıyor veya konuşamıyorsa, bir tercümandan ücretsiz yararlanma" haklarını güvence altına aldığını belirtmiştir.Dosya kapsamına göre, sanıklara isnat edilen TCK.nın 103. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ve “… sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası …” öngörülmüş olduğu ve hapis cezasının alt sınırının beş yıl üzerinde olması karşısında, sanıklar Zeynelabidin ve Nebihe'nin sorgusunun yargılamayı yapan mahkemece bizzat yapılması gerekirken, Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrası, AİHS’nin 6. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi ve CMK.nın 196. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak Gebze Ağır Ceza Mahkemesi tarafından istinabe suretiyle yapılan sorguları ile yetinilerek hüküm kurulması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.