Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8761 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7199 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Mahkûmiyetİlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosya içerisinde yer alan adli sicil kayıtlarına göre suç tarihinden önce kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulurken, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken "adli sicil kaydına konu kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunması" şeklindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Tüm dosya içeriği ve adli sicil kaydına göre sanığın, mağdureyi 07.07.2007 günü kaçırmaya teşebbüs etmesi nedeniyle hakkında Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2007 tarihli iddianamesi ile Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/335 Esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı, ilk olaya ilişkin soruşturma devam ederken sanığın 22.08.2007 günü mağdureyi tekrar kaçırmaya teşebbüs ettiği ve ikinci olayla ilgili de Cumhuriyet Başsavcılığının 03.09.2007 tarihli iddianamesi ile Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/334 Esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı, sanığın ilk eyleminden dolayı açılan kamu davasına bakan mahkemenin 22.11.2007 gün ve 2007/335 Esas, 2007/426 sayılı Kararı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine dair verilen hükmün 11.02.2013 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; sanığın mağdureye yönelik 07.07.2007 tarihindeki ilk eylemine ilişkin iddianame düzenlenmeden ve hukuki kesinti gerçekleşmeden, 22.08.2007 günü ikinci olayın meydana geldiği, bu itibarla sanığın her iki eylemini aynı mağdureye karşı bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda zincirleme şekilde işlediği ve hakkında 5237 sayılı TCK'nın 109/2, 3-f, 35, 43/1. maddelerinin tatbiki ile belirlenecek hapis cezasından, Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesinin 22.11.2007 gün, 2007/335 Esas, 2007/426 Karar sayılı ilamı ile tayin edilen cezanın mahsup edilmesi neticesinde kalan ceza miktarı ile mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.