Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8742 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8498 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetİlk derece mahkemesince verilip kısmen re'sen de temyize tabi hükümler temyiz edilmekle, 02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 103. maddesinde değişiklik yapan 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;Yokluğunda verilen hükümlerin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına 18.04.2016 günü tebliğ edilmesinin ardından bakanlık vekilinin CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık kanuni süresinden sonra ibraz ettiği 28.04.2016 havale tarihli dilekçeyle hükümleri temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarıca REDDİNE, Sanık müdafiin temyiz isteminin incelenmesine gelince;Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle re'sen de temyize tabi hükmün ONANMASINA,Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; Çocuğun basit cinsel istimarı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hakeret edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, tüm dosya kapsamına göre sanığın, ilk cinsel eylemi öncesinde mağdureyi gezdirmek bahanesiyle bisikletine bindirerek köy dışında ıssız bir yere götürüp burada bir bahçeye sürükledikten sonra cinsel istismar fiilini işlemesi ve daha sonraki diğer iki cinsel eylemini ise mağdurenin evinde bulunduğu sırada gerçekleştirip anılan eylemlerin dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, mevcut haliyle sanığa atılı suçun TCK'nın 109/2, 109/3-f, 109/5. maddeleri kapsamında kalıp ayrıca zincirleme suça ilişkin TCK'nın 43. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.