MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarıHÜKÜM : Mahkûmiyetİlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Suça sürüklenen çocuğun soruşturma evresinde müdafiliğini üstlenen avukatın 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 38/b. maddesine göre menfaat çatışması nedeniyle söz konusu işi red zorunluluğuna uymadan vekilliğini üstlenerek kovuşturma evresinde müşteki ... vekili sıfatıyla duruşmalara katılamayacağının gözetilmemesi,Mağdurenin soruşturma evresindeki ifadesinin kayda alınması nedeniyle, kovuşturma evresinde beyanının alınmasına gerek görülmemiş ise de; dosya içeriğinden kaydın adli emanetin 2015/1203 sırasında bulunduğu, duruşma tutanaklarında kaydın getirtilerek izlendiğine, mağdurenin ifadesinin okunup buna karşı suça sürüklenen çocuk ile müdafiinden savunmasının sorulduğuna dair bir ibarenin de bulunmadığı gözetilerek, öncelikle kaydın dosya içerisine getirtilip duruşmada izlenerek taraflara diyeceğinin sorulması, aksi halde mağdurenin duruşmada dinlenilmesi ve denetime imkan verecek şekilde kayda alınması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 52/3-a, 217/1, 236. maddelerine aykırı davranılması, Onsekiz yaşından küçük mağdureye kovuşturma evresinde CMK'nın 234/2. maddesi gereğince vekili bulunmaması halinde istemine bakılmaksızın bir vekil görevlendirilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine göre algılama ve yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığını takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu, 5271 sayılı CMK'nın 62 ilâ 73. maddeleri arasında düzenlenen bilirkişi incelemesine ilişkin hükümlere ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/4. maddesine göre de, hakimin gerekirse bu konuda tam kanaat sahibi olabilmesi için sosyal inceleme raporu ile birlikte adli tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunlu hallerde uzman hekimden görüş de alabileceğinin hüküm altına alındığı, mevcut düzenlemeler karşısında alınan raporların bizzat duruşmada yapılan gözlemle birlikte irdelenerek TCK'nın 31/2. maddesine göre oniki-onbeş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediğinin belirlenmesinden sonra hüküm kurulması gerekirken bu konuda herhangi bir sosyal inceleme raporu aldırılmaksızın ve suça sürüklenen çocuğun suçla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk ile müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.