MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, fuhuş, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanıklar); tehdit, kasten yaralama (sanık ...)HÜKÜM : Mahkûmiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdure... vekilinin temyiz isteminin incelemesinde;Vesayet altındaki mağdurenin vasisinin, kovuşturma evresinde alınan 21.05.2013 tarihli ifadesinde sanıklardan şikayetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini beyan ettiği anlaşıldığından, hükümleri temyize hakkı bulunmayan mağdure vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,Sanık ... hakkında mağdure ...'ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, fuhuş ve mağdure ...'a yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık ... müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık ... hakkında mağdure ...'ya yönelik nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, fuhuş ve sanık ... hakkında mağdure ...'ya yönelik nitelikli cinsel saldırı, mağdure İlknur’a yönelik tehdit suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelenmesine gelince; Mağdure ... hakkında Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim edilen 20.10.2005 tarihli raporda mağdurede hafif derecede zeka geriliğinin saptandığı, akıl hastalığı olmadığı, ancak bu durumuyla da kendisini ruhsal yönden savunamayacağı belirtilmekle birlikte durumunun hekim olmayanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı ve beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında görüş bulunmadığı, yine Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünde görevli tek hekim tarafından düzenlenen 09.05.2006 tarihli raporun da kanaat verici olmadığı anlaşıldığından, tam bir vicdani kanaatin oluşması bakımından mağdure ...'nın dava dosyasıyla birlikte Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kuruluna sevk edilerek kendisinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olup olmadığı, beden veya ruh bakımından kendisini savunup savunmayacağı, akıl hastalığı veya zayıflığı var ise bu durumun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,Kabule göre de;Hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılması lüzumu, Sanık ... hakkında mağdure İlknur’a yönelik tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi dikkate alınarak kovuşturma şartı olan uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, öncelikle CMK'nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma girişiminde bulunulması zorunluluğu,Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.