Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8149 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9455 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı (üç kez), kasten yaralama, tehdit, kasten yaralama suçuna teşebbüsHÜKÜM : Mağdure ...’e yönelik zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kasten yaralama suçlarından mahkumiyet, mağdure ...’a yönelik çocuğun basit cinsel istismarı ile mağdure...’ye yönelik tehdit ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından beraatİlk derece mahkemesince verilip kısmen re’sen de temyize tabi hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, bakanlık vekili tarafından sunulan katılma ve temyiz istemli dilekçede de açıkça katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, 6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi de gözetilerek 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının katılan ve Avukat ...’ın ise katılan bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede gereği düşünüldü:Sanık hakkında mağdure ...’ye yönelik işlediği tehdit ve kasten yaralamaya teşebbüs suçları ile mağdure ...’a karşı işlediği çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;Delillerle takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanık hakkında mağdure ...’e karşı işlediği zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanığın kızına yönelik cinsel istismar eylemini velayet hakkını kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında TCK'nın 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanık ve müdafii ile katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re’sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, mağdure...'e yönelik işlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm fıkrasına "TCK'nın 53/1-c maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanığın aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, verilen cezanın yarısı olan ondört yıl süre ile bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan re’sen de temyize tabi hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanık hakkında mağdure ’e karşı işlediği kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;Mağdurenin muayenesi üzerine düzenlenen 24.01.2015 günlü doktor raporundaki bulgulara ve dosya içeriğine göre, yaralama eyleminin cinsel istismar suçunun işlenmesi sırasında gerçekleşmediği ve daha sonra vuku bulduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanığın kasten yaralama eylemini, kızına karşı gerçekleştirdiği sabit olduğu halde, hakkında ceza tayin edilirken 5237 sayılı TCK'nın 86/3-a maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, katılan bakanlık vekili ile sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.