Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7736 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7397 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarıHÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet (iki kez)İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında mağdure ...'ya yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 10.12.2014 tarihli raporunda, mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtildiği halde, TCK'nın 103/6. maddesi uygulama dışı bırakılarak sanık hakkında eksik ceza tayini ve adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas mahkûmiyetleri bulunan sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin altı ve yedinci fıkraları uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, kasıtlı bir suçtan sanık hakkında hapis cezası verildiği halde TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmaması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.06.2008 gün ve 2008/5-56 Esas, 2008/156 sayılı Kararında açıklandığı üzere 53. maddede belirtilen yoksunluklarının, mahkûmiyetin kanuni sonucu olması nedeniyle infaz sırasında dikkate alınması gerekeceğinden, 53. madde ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararı da nazara alınarak bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin eleştiriler dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,Sanık hakkında mağdure ...'e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas mahkûmiyetleri bulunan sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin altı ve yedinci fıkraları uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, sanık müdafiin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Mağdurelerin aşamalardaki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın, kızı olan mağdure ...'e bir kez anal yoldan organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda, birden fazla kezde basit cinsel istismar niteliğinde eylemlerde bulunduğu sabit olduğu halde, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan aynı Kanunun 103/1-a. maddesi uyarınca hüküm kurulması ve sanık hakkında koşulları oluştuğu halde TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.