MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet, diğer atılı suçtan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi gereğince kendisine müdafii atanan suça sürüklenen çocuk, hükmün onanmasını istediğine dair 05.05.2016 tarihli dilekçe vermiş ise de aynı Kanunun 266/3. maddesine göre bu hususta müdafiin iradesinin geçerli sayılması gerektiği anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesine göre itirazı kabil nitelikte olması nedeniyle aynı Kanunun 264. maddesi hükmü de gözetilerek mahallinde merciince incelenmesi gerektiğinden, incelemenin suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan mağdur vekilinin suça sürüklenen çocuk hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 31/2. maddesi gereğince yapılan 1/2 oranındaki indirim sonucunda bulunan 8 yıl 6 ay hapis cezasının aynı maddenin son cümlesi uyarınca 7 yıla indirilmesi ve takdiri indirimin de bu ceza üzerinden yapılması gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılmasından sonra aynı Kanunun 31/2. maddesinin son cümlesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı, katılan mağdur vekili ile suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı 31/2-son cümlenin uygulanmasına ilişkin fıkranın çıkartılarak 5237 sayılı TCK'nın 31/2. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümde yer alan "8 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına" ibaresinden sonra gelmek üzere "suça sürüklenen çocuğa verilen 8 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nın 31/2-son maddesi uyarınca 7 yıl hapis cezasına indirilmesine" ibaresinin eklenmesi ve TCK'nın 62. maddesinin tatbikine ilişkin kısımda yer alan "7 yıl 1 ay hapis" ibaresinin çıkartılarak yerine "5 yıl 10 ay hapis" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, tutuklulukta geçen süre, suça sürüklenen çocuklarla ilgili koşullu salıverme ve infaz hükümlerine göre, suça sürüklenen çocuğun TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı taktirde en seri vasıtayla derhal tahliyesinin sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.