Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7379 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7740 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilip kısmen re'sen de temyize tabi hükümlerin sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi ve sanık müdafilerinden Av. ... tarafından incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 19.10.2016 Çarşamba saat 09.30’a duruşma günü tayin olunarak adı geçen sanık müdafiine çağrı kağıdı gönderilmişti.Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ...hazır olduğu halde oturum açıldı.Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Hükümden önce 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,Sanığın eylemini yanında çırak olarak çalışan mağdura hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlemesi nedeniyle hakkında belirlenen cezanın koşulları oluştuğu halde TCK'nın 103/3. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması neticesinde eksik ceza tayini,Sanığa ek savunma hakkı tanınmadan TCK'nın 103/2. ve 35/2. maddeleri ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla resen'de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.