Tebliğname No : 14 - 2012/115370MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 19.01.2012NUMARASI : 2010/103 Esas, 2012/10 KararSuç : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosya içeriğine göre, onbeş yaşı içerisindeki mağdurenin suç tarihinde aralarında onbir ay yaş farkı bulunan suça sürüklenen çocuk ile cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka neden olmaksızın cinsel ilişkiye girdiği sabit ise de, mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 28.02.2011 günlü raporda "Mağdurede maruz kaldığı olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği ve ruh sağlığının bozulduğu" şeklinde bilgi verilmesi üzerine anılan rapor esas alınarak suça sürüklenen çocuğun cezası TCK'nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan objektif sorumluluğun kaldırılarak subjektif sorumluluğun kabul edildiği, 5237 sayılı TCK'nın 23. maddesi uyarınca failin, gerçekleşen fakat kastetmediği bir neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın mağdureyle cinsel ilişkiye giren suça sürüklenen çocuğun bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiğinin iddia olunduğu olayda, suça sürüklenen çocuğun dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, mesleki tecrübesi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın suça sürüklenen çocuk tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmayacağı, meydana gelen zararın 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşılması sırasında dikkate alınabileceği gözetilmeden, cezasında aynı Kanunun 103/6. maddesi ile artırım yapılması,Kanuna aykırı, suça sürüklenen müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.