MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuğun suçu cebir veya tehditle işlediğine dair somut delil bulunmadığı gibi eylemin tehdit veya cebir kullanılarak işlendiğinin de sabit olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde TCK'nın 103/4. maddesinin de tatbiki suretiyle hüküm kurulması,Gerekçenin dokuzuncu sayfasında “Bu şekilde sanığın katılan-mağdur Kaan’a yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 103/1-a maddesi delaletiyle aynı yasanın 103/2. maddesi kapsamında kaldığı” yönünde açıklama yapılmasına karşılık gerekçenin diğer kısımlarında eylemin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu belirtilerek uygulamanın bu şekilde yapılması suretiyle çelişki oluşturulması,Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğu basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde teşdit nedeni olarak “Suç işleme hususundaki eğilimi ve bu suça eğilimli kişiliğinin sabıka kaydındaki ilamlardan anlaşılması” gerekçesine de dayanıldığı belirtilmiş ise de, dosya içerinde mevcut adli sicil kaydından suça sürüklenen çocuğun daha önceden herhangi bir hükümlülük kaydının olmadığının anlaşılması,Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Mağdurun soruşturmadaki beyanında; suça sürüklenen çocuğun ailesinin misafirliğe gitmek için evden ayrılması nedeniyle yalnız kalmalarının ardından kendi evine gitmek istediği halde suça sürüklenen çocuğun kolundan tutup çocuk odasının kapısını açmasına engel olduğunu ve "Sen biraz bekle sen, sana neler yapacağım, sana neler göstereceğim" dediğini beyan ettiği halde, duruşmadaki beyanında bu husustan hiç bahsetmediği gibi mahkemece emniyet beyanı da okunan mağdurun bu beyanının da doğruluğunu tekrar etmesi karşısında aşamalarda ortaya çıkan çelişkinin mahkemece giderilmediği anlaşıldığından, mağdurun suça sürüklenen çocuğun evine kendiliğinden gittiği de gözönüne alınıp olayda cinsel istismar suçunun işlendiği sürenin dışına taşacak şekilde suça sürüklenen çocuğun cebir veya tehdit kullanarak mağduru odada tutup tutmadığı hususundaki çelişkinin mağdura açıklatılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.