Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 381 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 9339 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli cinsel saldırıHÜKÜM : Mahkûmiyetİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 20 Mart 2009 tarihli raporda, mağdurede "mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla 14.01.2006 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun" belirtilmesi ve atılı suçların iştirak halinde işlenmediğinin ileri sürülmesi karşısında; mağdurenin ruh sağlığının hangi sanığın eylemine bağlı olarak bozulduğu veya sanıkların farklı tarihlerdeki eylemleri sebebiyle ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında açıklayıcı bir rapor aldırıldıktan sonra TCK'nın 102/5. maddesinin tatbiki konusunda karar verilmesi gerekirken mevcut raporla yetinilmek suretiyle eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle sanıklar haklarında anılan maddenin uygulanması, Sanık ...’in ikrarı ve mağdurenin beyanına göre mağdureyle bir kez cinsel ilişkiye girdiği anlaşılan sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde TCK'nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, Sanık ... vasisi Hedise Aydoğan'ın 29.05.2014 günlü dilekçesinde oğlunun cezai sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürmesi ve dilekçeye ekli rapordan sanığa atipik psikoz tanısı konularak vesayet altına alındığının anlaşılması karşısında, suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamamasına veya fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmasına etkili akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı ve TCK'nın 32/1-2. maddesinden faydalanıp faydalanamayacağı hususu araştırılıp, gerekirse Adli Tıp Kurumundan rapor alındıktan sonra neticesine göre hüküm kurulması lüzumu,Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60, 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde ve fıkrasındaki suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.