Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 320 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7863 - Esas Yıl 2011





Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ...'ın yapılan yargılaması sonunda; eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkûmiyetine dair Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.07.2008 gün ve 2007/251 Esas, 2008/244 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;Sanık hakkında hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesi ile değişik 1412 sayılı CMUK.nın 305/1. maddesi gereğince temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafiin hükme yönelik suç vasfına ilişkin bulunmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin O Yer Cumhuriyet Savcısının suç niteliğine yönelik temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Mağdurenin aşamalardaki anlatımlarında, 24.05.2007 günü saat 14.00 sıralarında devam ettiği İntegral Dershanesine giderek saat 18.00'e kadar ... isimli öğretmenin nezaretinde etüt salonunda ders çalıştığını, oradan çıktıktan sonra yaklaşık 5 gündür tanıdığı sanığın aniden önüne çıkarak kendisini kolundan tutup, zorla aracının arka koltuğuna bindirdiğini, halinden sarhoş olduğunu anladığı sanığın kendi pantolonunun düğmelerini açmaya başladığını ve üzerine abandığını, bu sırada kafa kafaya çarpıştıklarını, bu şekilde kendisini öpmeye ve üzerindeki elbiseleri çıkarmaya çalıştığını, ayağıyla kapıyı ittirerek açması üzerine ağabeyinin arkadaşları olan tanıklar Berat ve Mustafa'nın kendilerini görerek sanığı yakalayıp karakola götürdüklerini, olay öncesi kesinlikle sanığı telefonla aramadığını söylemesine karşın, sanığın savunmalarında olay günü saat 14.00 sıralarında mağdurenin kendisini sabit bir telefon numarasından arayarak buluşmak istediğini söylediğini, otomobili ile bir süre birlikte gezdiklerini ve bu sırada kendisinin alkol aldığını, mağdureyi evlerine yakın bir yerde bırakacağı sırada iki kişinin gelerek onu zorla araçtan indirip evine gönderdiklerini, mağdure ile bir haftadır bu şekilde gezdiklerni ancak cinsel ilişkiye girmediklerini, sadece mağdureyi öptüğünü, kesinlikle tecavüz etmeye çalışmadığını belirtmesi, sanığın kullandığı telefon ve 0546 ... numaralı hattın Sulh Ceza Mahkemesinde sorgusu yapılırken yapılan kontrolünde, tarih ve saat ayarı yapılmamış olan telefonun 01.01.2002 günü 12.22'de 0312 ... numaralı telefondan arandığının tespit edilmesi ve kontörlü olduğu anlaşılan bu telefonun bulunduğu büfede satış elemanı olan tanık Murat Mazıcı'nın önceden tanıdığı mağdurenin olay günü hatırlamadığı bir saatte söz konusu telefondan görüşme yaptığını söyleyerek sanığın savunmalarını doğrulaması, İntegral Dershanesi Müdürlüğünün 24.05.2007 tarihli yazısında, mağdurenin 2006-2007 öğretim yılında kayıtlı öğrencileri olmadığı, suç tarihinde dershanelerinde bulunmadığı ve Gonca isimli bir öğretmenlerinin de olmadığının belirtilmesi, tanıklar Berat ve Mustafa'nın aşamalardaki beyanlarında sanık ile mağdurenin içerisinde bulundukları araca yaklaştıklarında içeriden bağırma sesi geldiğini, sanığın şoför koltuğunda bulunup, elini mağdurun oturduğu yandaki koltuğun arkasına doğru atarak mağdurenin üzerine doğru eğilmiş olduğunu, her ikisinin elbiselerinin üzerinde olmakla birlikte sanığın gömleğinin birkaç düğmesinin açık olduğunu, aracın kapıları kilitli olduğu için açamadıklarını, bu sırada mağdurenin abi beni kurtarın diye yardım istediğini, sonradan sanığın aracın kapılarını açarak araçtan indiğini, halinden sarhoş olduğu belli olan sanığın kendilerini tehdit ettiğini ve aracın dışında mağdurenin kolundan tutarak onu götürmelerine engel olmak istediğini, mağdureyi zorla sanıktan ayırdıklarını ifade etmiş bulunmaları, tanık Gökhan Şanlı'nın duruşmada alınan beyanında sanık ile mağdurenin yaklaşık bir haftadır buluşup gezdiklerini, hatta bazen kendisinin de yanlarında olduğunu söylemesi karşısında, mağdurenin suç tarihinde tanık Murat'ın çalıştığı büfeden sanığı arayarak buluşmak istediğini söylediği, bir süre sanığa ait otomobil ile gezdikten sonra mağdurenin evinin yakınına geldiklerinin, mağdurenin ailesi tarafından kaybolduğu bildirilen mağdureyi arayan tanıklar Berat ve Mustafa'nın kendilerini araç içerisinde gördükleri, sanık ile mağdurenin bu sırada aracın ön koltuğunda bulundukları ve sanığın mağdurenin üzerine eğilerek onu öptüğünün anlaşıldığı olayda, sanığın mağdureye nitelikli cinsel istismarda bulunmaya teşebbüs ettiğine dair sanığın cezalandırılmasına yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mağdurenin kolunda ve alnında tespit edilen yaralanmaların tanıklar Berat ve Mustafa'nın anlatımlarında belirttikleri şekilde, sanığın mağdureyi kolundan tutup kendileri ile göndermek istememesi üzerine aralarında yaşanan itiş kakış sırasında oluşmasının kuvvetle muhtemel bulunduğu, buna göre sanığın nüfus kaydına göre suç tarihi itibarıyla 15 yaşından büyük olan mağdurenin rızası dahilinde gerçekleştirdiği eylemlerinin TCK.nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu da oluşturmadığı, ayrıca olayın gerçekleştiği yerin meskûn mahal olması, sanık ile mağdurenin araç içerisinde bulundukları tanık beyanlarından anlaşılan durumları ve üzerlerinin giyinik bulunması nedeniyle, sanığın mağdurun rızasıyla cinsel ilişkiye girmeye teşebbüs ettiğinin de kesin olarak kanıtlanmadığı, sanığın cinsel organını mağdurenin vücuduna duhul ettirmeksizin yalnızca onu öpmesi veya vücudunu okşamasının da reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,Kabul ve uygulamaya göre ise;Sanık hakkında adli para cezasına hükmolunduğu halde, TCK.nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmesi,Kanuna aykırı, O Yer Cunhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.