Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2581 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8084 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, banka veya kredi kartlarını kötüye kullanılmasıHÜKÜM : Mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ve katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;Dairemizin 2014/1929 Esas sayılı dosyasının, sanığın aynı mağdureye yönelik farklı tarihteki eylemlerine ilişkin olduğu anlaşılmakla birlikte yapılan incelemede; sanık ile önceden tanışıklığı bulunan mağdurenin, 2008 yılının Nisan ayında sanıkla kaçarak yaklaşık 1 ay birlikte yaşadığı, mağdurenin annesi ...'nun müracaatı üzerine sanık hakkında soruşturma başlatılarak Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 01.12.2008 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, bu dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesinden aldırılan 16.03.2012 raporda "Kendisinde orta ile hafif derece sınırında zekâ geriliği bulunan ve ömrünün ilk yıllarından başlayıp ömrü boyunca sürecek bu zekâ geriliği nedeniyle mağdurenin olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı, bu zekâ geriliğinin fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına mani -2- olacak mahiyet ve derecede olduğu, mevcut zekâ geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği ve vermiş olduğu ifadelere ancak ana hatları ile kuvvetli delillerle desteklenmesi halinde itibar edilebileceğinin" belirtildiği ve Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.02.2013 gün ve 2008/476 Esas ve 2013/40 Karar sayılı ilamıyla sanığın TCK.nın 102/2-3a-5, 43 ve 109/2-3f-5, 43 maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verildiği, sanık hakkında aynı mağdureye yönelik 13.11.2008 tarihli eylemiyle ilgili bu defa Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılarak 16.04.2009 tarihli iddianame ile kamu davasının açıldığı anlaşılan olayda; mağdurenin Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/476 Esas sayılı dosyası kapsamında 2008 yılı Nisan ayındaki sanık eylemleri ilgili ifadeleri, müşteki Durdu'nun kolluk tarafından alınan 13.11.2008 tarihli müracaat beyanında; mağdurenin 13.11.2008 günü kardeşinin eşi Yüksel'i arayarak "Ben memnunum, beni aramayın, aynı kişiyle gittim" dediği şeklinde anlatımları, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesince düzenlenen 16.03.2012 rapor içeriği ve sanık savunmaları da nazara alındığında, sanığın cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerini zora dayalı olarak gerçekleştirdiğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanığın akıl hastası olduğunu önceden bildiği mağdureye yönelik cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinin TCK.nın 102/2-3a-5, 43, 109/1-3f-5 maddelerinde öngörülen suçları oluşturduğu ve sanığın mağdureye yönelik kasten yaralama eyleminden ayrıca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekâlet ücretine hükmolunmaması, Kanuna aykırı, katılan mağdure vekili, sanık müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.