Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12649 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15936 - Esas Yıl 2011





Yalan tanıklık ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık ...'in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan mahkûmiyetine dair Bartın Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 19.03.2009 gün ve 2008/50 Esas, 2009/248 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Sanık hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanununun CGTİHK.nın 106/5. madde ve fıkrası gereğince çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu cezaların hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümden, adli para cezasının ödenmemesi halinde bu cezanın hapse çevrilemeyeceğinin ilişkin bölüm çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince,Sanığın, kolluktaki yalan tanıklığı nedeniyle yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraat eden mağdurların yargılandıkları dosyanın hazırlık aşamasında tutuklanmalarından dolayı TCK.nın 272/5 yollamasıyla 109/1. maddesi gereği dolaylı fail olarak cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; sanığın, iddianamede anlatıldığı üzere kollukta ve mahkemede birbirlerine zıt beyanlarda bulunarak yalan tanıklık yaptığı konusunda tereddüt bulunmamakla birlikte, sanığın yalan olan beyanının kesin olarak kolluktaki beyanı olduğu ve bu nedenle mağdurların tutuklandığı hususunun şüphede kalması, yağma ve hürriyetten yoksun kılma suçlarının sanığı olan mağdurlar hakkında atılı suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi karşısında, sanığın üzerine atılı TCK 227/5. maddesinde belirtilen dolaylı fail olarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,Kabule göre de,5275 sayılı CGTİHK.nın 106/5. madde ve fıkrası gereğince çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu cezaların hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.