Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12255 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4869 - Esas Yıl 2014
Tebliğname No : 14 - 2014/113724MAHKEMESİ : İstanbul 21. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11.02.2014NUMARASI : 2012/209 Esas, 2014/35 KararSuç : Nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık ifadelerinde, mağdure ile aralarında ilişki bulunduğunu, olay tarihinden önce de mağdurenin rızasıyla tam bir cinsel ilişki boyutuna varmayacak sevişmelerinin olduğunu, olay tarihinde de mağdurenin kendi rızasıyla kardeşinin evine geldiği ve yine mağdurenin rızasıyla tam bir ilişki boyutuna varmayan sevişmelerinin olduğunu ancak mağdurenin üste çıkması üzerine kazaen kızlığında bir yırtılmanın olduğu yönündeki savunması, sanığın savunmasını doğrular nitelikteki İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan mağdurenin yapılan kızlık muayenesinde, hymen anüler yapıda orta enlikte olup saat kadranına göre 4 hizasında kaideye varmayan 1 mm derinlikte zemini ekimotik taze yırtık olduğu, fehvasının 2 cm açıklıkta olup halen bakire olduğuna ilişkin adli rapor, mağdure ile sanığın önceye dayalı arkadaşlıklarının olduğuna dair tanık beyanları, mağdurenin evlerine geldiğinde sanık tarafından zorla getirildiğine ilişkin bir beyanının veya tavrının bulunmadığına ilişkin tanıklar Aynur ve Hüsamettin’in beyanları, abisinin arkadaşı olan, ailecek görüşme boyutunda ilişkileri bulunan 20 yaşındaki mağdurenin gittikleri evin şehir yerinde zemin katta olup yalnız kalabildiği, kaçma ve telefonla da ulaşma imkanının bulunduğu bir durumda sanığın kendisini “yarın beni telefonla arayacaksın ve görüşmek isteyeceksin, eğer benimle görüşmezsen annenin üzerine benzin döküp yakarım” şeklindeki tehdidi üzerine korkarak sanıkla görüştüğü, sanığın arabada üzerinden silah çıkartarak torpido gözüne koymasını istediği, kendisini İstanbul ilinden Tekirdağ ili Marmara Eğerlisine götürdüğü, burada tanımadığı bir şahısla kendisini çay bahçesine bırakarak sanığın evine gittiği, yarım saat sonra yeniden gelen sanığın kendisini kardeşinin evine götürdüğü, evde bulunan kardeşi, eşi ve çocuklarıyla birlikte yemek yedikleri daha sonra sanığın onları evden göndererek zorla nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu, ertesi gün sanığın kardeşi ve ailesinin yeniden eve geldikleri ve sanığın evden gitmesi üzerine sanığın yeğenine zorla tuttuğunu anlattığı şeklinde beyanın hayatın olağan akışına uygun olmaması ve tüm dosya kapsamından sanığın savunmasının aksine tehdit, cebir veya hile kullanarak üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ve bu hususun şüpheli olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel ilkesi olan şüpheden sanık yararlanır kuralı nazara alınarak atılı suçlardan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için mahalline en seri biçimde bildirilmesi hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.