Tebliğname No : 14 - 2011/326408MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03.05.2011NUMARASI : 2010/439 Esas, 2011/203 KararSUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı Mahalli mahkemece verilen verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dosya içeriğine göre; mağdure ile sanığın müracaat tarihinden yaklaşık 2 yıl kadar önce internet üzerinden tanıştıkları, daha sonra sanığın yaşadığı Ankara ilinden ayrılarak İzmit'de doktor olarak görev yapan mağdurenin yanına yerleştiği, sanıkla, mağdurenin müracaat tarihine kadar birlikte yaşadıkları ve bu süreçte rızaen cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin beyanlarında, sanığın son zamanlarda aşırı sinirlilik göstermeye başladığını, müracaat tarihinden 4 gün önce mısır koçanına prezevatif takıp cinsel organına soktuğunu, sanığın 4 saat kadar bu eylemini devam ettirdiğini, bu olaydan ancak orgazm taklidi yaparak kurtulduğunu, aynı olayların 4 gün üst üste devam ettiğini, bitkin halinin işyerindeki çalışma arkadaşlarının da dikkatini çektiğini, en son 01.09.2010 günü sanığın yine mısır koçanı ve cep telefonuna prevervatif takıp cinsel organına soktuğunu hatta cep telefonunu cinsel organının içindeyken titreşime alıp çaldırdığını, ertesi gün sanığın kendisine akşam pet şişeyle randevun var demesi üzerine durumu arkadaşlarına anlattığını, sanığın kendisine ve çocuklarına zarar verebileceğini düşünüp şikâyetçi olmaya karar verdiğini belirttiği anlaşılan olayda, mağdurenin hayatın olağan akışına uygun düşmeyen anlatımları, mağdurenin cinsel saldırının devam ettiği 4 gün boyunca işe gitmeye devam ettiği ve bu süreçte yetkili makamlara herhangi bir müracaatta bulunmadığı, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının “genital muayene vajen introitusu normal olduğu ve herhangi bir lezyon saptanmadığı, serviks llipar görünümde olduğu, akıntı olmadığı, erozyon olmadığı, vajen içinde lezyon olmadığı ve HPV açısından bir lezyon saptanmadığı, Adli Tıp Kurumu Kocaeli Şube Müdürlüğünün 02.09.2010 tarihli muayenesinde ise saat kadranına göre 3 ve 6 hizalarında hiperemi ve 0,4 cm çaplı ekimoz ile lambium minüslerin alt bileşke yerinde geniş hiperemik alan belirtildiği, tarif edilen hiperemik alanların tek başına travmaya bağlanamayacağı, kötü hijyen, enfeksiyon veya alerjik reaksiyonlar vb. nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabileceği, 0,4 cm çaplı ekimoz olarak tarif edilen bulgunun ise travma sonrası ortaya çıkan bir bulgu olabileceği, ancak bu bulgunun iddia edilen mısır koçanı sokulması ile meydana gelebileceği gibi, cinsel ilişkinin pozisyonuna bağlı olarak da oluşabileceği, bu hususta tıbben ayrım yapılamayacağı, keza mısır koçanının boyutlarının oluşacak travmatik bulgular açısından önemli olduğu ve mısır koçanı konusunda objektif bulgu olmadığı, bu nedenle dört gün üst üste cinsel saldırıya maruz kalması ile genital bölgede daha fazla bulgu kalması konusunda tıbben yorum yapılamayacağı” yönündeki 22.10.2010 tarihli raporu, sanığın atılı suçu işlemediği yönündeki savunmaları da nazara alındığında sanığın atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.