Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9989 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6173 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Malkara Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/05/2013NUMARASI : 2012/129-2013/184Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.03.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 08.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. B.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Duruşmaya katılan bir kısım davalılar ortaklığın giderilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalı H.. B.. temyiz etmişlerdir.Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.Somut olaya gelince; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde tam hisse ile borçlu H. oğlu H.. B..'a ait olduğu ve bu taşınmazda herhangi bir ortaklığın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklı (davacı) tarafından borçlu H.. B..'a ait haczedilen bu taşınmazın icra yolu ile satışı mümkün olduğundan alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak bu parsel yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekirken, borç miktarı sorulmaksızın sekiz taşınmazın satışına karar verilmesi de doğru değildir.Diğer yandan, dava konusu .. parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki E. B.'ın tapu kaydında baba ismi yer almamakta ve yine dava konusu taşınmazlarda malik olarak gözüken “H.oğlu B.B.” ın dosya içerisinde bulunan veraset ilamına göre “H. oğlu T.. B..” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda tapu kayıtları ile nüfus kayıtları arasındaki çelişki ile tapu kaydında yer alan eksik kimlik bilgilerinin idari ya da dava yoluyla düzeltilmesi için davacı vekiline yetki ve süre verilerek sonucuna göre işin esasının incelenmesi gerekirken belirtilen çelişki ve eksiklikler giderilmeden davanın esasının karara bağlanması da doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.