Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9965 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4118 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Didim (Yenihisar) 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2012/210-2013/398Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.02.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı M.. A.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı M.. A.. vekilleri Av. Ö.. Ö.. ve Av. S.D. ile karşı taraf davacı vekili A. T. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, boşanma protokolünün mahkemece tasdiki sonucu TMK’nın 705. maddesi uyarınca mülkiyetin tescilsiz olarak kazanıldığı ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı Z.. T.., eski eşi davacı ile aralarındaki boşanma davası sırasında yapılan protokol gereğince dava konusu 44 sayılı parselde devretmeyi taahhüt ettiği hisseyi maddi sıkıntısı nedeniyle diğer davalıya sattığını belirtmiştir. Diğer davalı M.. A.. ise, dava konusu taşınmaz hissesini iyiniyetle tapuya güvenerek satın aldığını, tapu kaydı üzerinde takyidat bulunmadığını, boşanma protokolünden de haberdar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı M.. A.. vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacı ile davalı Z.T. arasındaki Söke 2. AsliyeHukuk Mahkemesinde görülen boşanma davasındaki 19.03.2008 havale tarihli protokol gereğince dava konusu 44 sayılı parseldeki Z.. T..’un 1/4 hissesi ile protokoldeki diğer taşınmazlardaki hisselerin boşanma tazminatı olarak davacıya verileceğinin belirtildiği, mahkemece 19.03.2008 tarihli ve 2008/120-121 sayılı ilamla tarafların boşanmalarına ve protokolün aynen tasdikine karar verildiği ve aynı gün kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir. Davalı Z.. T..’un protokol kapsamındaki dava dışı .. sayılı parseller ile .. ada .. sayılı parseldeki hisselerini davacıya 21.03.2008 tarihinde devrettiği ancak dava konusu .. parsel sayılı taşınmazdaki hissesini ise 18.07.2008 tarihinde diğer davalı M.. A..’e tapudan satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı ve mahkemece tasdikine karar verilen protokol sadece kişisel hak sağlar. Davaya konu olayda TMK’nın 705. maddesi şartları gerçekleşmemiştir. Ayrıca tapu kaydı üzerinde de boşanma protokolünün varlığına dair bir şerh veya kısıtlama bulunmadığından diğer davalı da dava konusu hisseyi tapu kaydına dayanarak protokol borçlusu Z.. T..’dan temlik alarak adına tescil ettirmiştir. Bu durumda davacının muvazaa iddiası karşısında taşınmaza protokolden sonra malik olan davalı M.. A..’ün Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususu üzerine durulmalıdır.Gerçekten hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla kamu düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir. Belirtilen ilke Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede "bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde vurgulanmıştır. Eldeki uyuşmazlıkta davacı, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığını ileri sürdüğünden, malikin ayni hakkı yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının önemle araştırılması gerekir. Tapu resmi satış senedindeki bedelin düşük gösterilmiş olması da tek başına muvazaanın kanıtı sayılmaz.Tüm bu anlatılanlardan sonra; davacının davalı M.. A..’ün dava konusu hisseyi muvazaalı olarak devraldığını ileri sürmesi nedeniyle TMK'nın 6. maddesi gereğince göre ispat yükü kendisine ait olan davacıdan muvazaa iddiasına ilişkin tüm delilleri istenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı M.. A.. verilmesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.