MAHKEMESİ : Ayvacık Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2012/406-2013/464Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:_K A R A R_Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davacılar, ... parsel sayılı taşınmazların ortaklığının satış suretiyle giderilmesini istemişlerdir.Davalı, dava konusu taşınmazların taksim edilip kullanıldığını, taşınmaz üzerindeki ağaçların kendisi tarafından dikildiğini belirterek muhdesat bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Somut olaya gelince; davalı H.. Ç.. dava konusu taşınmazların üzerinde bulunan ağaçların kendisi tarafından dikilip yetiştirildiği iddiasında bulunmuş davacılardan A.. Ş.. keşif esnasında bu iddiasını kabul etmiştir. Mahkemece diğer davacı Ü.. Ş..'un davalının muhdesat iddiası hususunda beyanı alınmamıştır. Muhdesat iddiası hususunda davacı Ü.. Ş..'un beyanı alınarak yukarıda açıklandığı şekilde gerekirse H.. Ç..'a görevli mahkemede dava açmak üzere süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, Harçlar Kanunu Genel Tebliğinin 1 sayılı Tarifesine göre, taşınmazların satış bedeli üzerinden “binde 11,38” nispi karar harcı alınması gerektiği göz önünde tutulmaksızın “binde 1,138” harç alınması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.