Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9911 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5445 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.01.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, müvekkilinin ... ada, 1 parsel sayılı, taşınmazda malik olduğunu, davalının ...’ün 294/2400 hissesini 02/08/2010 tarih ve 10177 yevmiye no’lu senet ile 4.500,00 TL bedelle, ...’ın 481/2400 hissesini 01/09/2010 tarih ve 11517 yevmiye no’lu senet ile 8.000,00 TL bedelle, ...’ın 294/2400 hissesini 05/04/2011 tarih ve 4814 yevmiye no’lu senet ile 22.000,00 TL bedelle, ...’in 113/2400 hissesini 24/08/2010 tarih ve 11184 yevmiye no’lu senet ile 1.750,00 TL bedelle müvekkiline haber vermeden satın aldığını, müvekkilinin satış bedellerine itirazı olmayıp satış bedelleri ve satış giderlerini mahkeme veznesine yatırmaya hazır olup davalıya satılan toplamda 197/400 hissenin iptaliyle müvekkili adına tescilini ve 3. kişilere devrinin önlenmesi için şerh konulmasını talep etmiştir. Davalı, davanın süresinde açılmadığını, davacının kötü niyetle bu davayı açtığını, tapunun beyanlar hanesinden de anlaşılacağı üzere diğer hissedarların ve davacının taşınmaz üzerinde fiilen kullandıkları evlerin bulunduğunu, hissedarlar tarafından fiilen taksim edildiğini, davacının taşınmazı kendisinin kullandığını ve kiraya verdiğini, satıcıların taşınmaz imar parseli haline gelmeden önce kadastro parseli halinden bu yana kullandıklarını, davacının bu yerlerde hak iddiası-kullanımı-müdahalesinin bulunmadığını, fiilen taksimin varlığı halinde davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmayıp hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayıldığını Yargıtay 6. HukukDairesinin ilgili kararlarını da ekleyerek belirtmiş, TMK 732 maddesine göre önalım hakkının 3. kişiye karşı ileri sürülebileceğini ve müvekkilinin 02,08.2010 tarihinde ...’ün 294/2400 hissesini alarak taşınmazın hissedarı haline geldiğini ve bundan sonraki 3 satışta 3. kişi değil hissedar olduğunu bu nedenle diğer satışlar yönünden davanın reddi gerektiğini Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilgili kararlarını da ekleyerek belirtmiş, ...’ın 481/2400 hissesini satın almış görünse dahi aslında kendine ait olan ... Mahallesi 5316 ada 2 parsel sayılı taşınmazı ...’ın eşi ...’a devrederek takas yaptığını ve önalım için satış olması gerektiğinden bu hisse yönünden takas nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının kötü niyetli olarak taşınmazları düşük bedelle almak istediğini, asıl satış değerlerinin ...’ın 294/2400 hissesine 40.000,00 TL, ...’in 113/2400 hissesine 19.000,00 TL, ...’ün 294/2400 hissesine 29.000,00 TL nakit para ile ...'a takas yoluyla 150.000,00 TL’lik daire vermek suretiyle ödeme yaptığını Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1993 tarihli kararına dayanarak belirtmiş ve davanın reddedilmeyecek ise müvekkilinin ödemiş olduğu 238.000,00 TL bedel ve satış masraflarının, bu istemin de kabul edilmemesi halinde o tarihlerde güncellenmiş bedellerin ve masrafların ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu taşınmazın diğer hissedarları asli müdahale talebinde bulunarak vekilleri aracılığıyla sundukları dilekçede, dava konusu taşınmazın diğer malikleri olduklarını, davalıya yapılan satışlardan ve iş bu davadan bugüne kadar haberlerinin olmadığını, satış bedellerine itirazlarının olmayıp mahkemece hesap edilen satış bedellerini ödemeye hazır olduklarını, önalım haklarını kullanmak istediklerini, HMK’nın 65. maddesi gereği asli müdahale davası açtıklarını ve davalının hissesinin iptal edilerek 1947 tarihli İBK gereği dava açanların sayısına göre orantılı olarak davacı ve kendileri adına tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.11.06.1947 günlü 1947/5-18 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere önalım hakkından, dava açan paydaş sayısınca pay oranı dikkate alınmaksızın eşit olarak faydalanacaklardır. Somut olaya gelince; mahkemece iptal edilen payın, davacının ve asli müdahil olan paydaşların önalım nedeniyle eşit oranda edinme haklarının bulunduğu gözetilerek davacılara ve asli müdahillere eşit hisseler oranında tesciline karar verilmesi gerekirken hisselerinin oranlanarak tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.