Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 987 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16710 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı tarafından, davalılar aleyhine 01.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... oğlu .... ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, 214 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... oğlu .... vekili temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.'nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.Somut olayda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 214 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde pay maliki olan "..., ..., ... ..., ...., ..., ..., .... ve ...'yi temsilen il defterdarı ... ...'ın Yönetim Kayyımı" olarak tayin edildiği yine "taşınmazın paylı maliklerinden ... oğlu ... ...'ya ... kayyım" olarak atandığı halde kayyımlara dava dilekçesi tebliğ edilmediği; davada yer almadıkları anlaşılmıştır. Taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.