Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9869 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17029 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.06.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, fiili taksim olgusu gerçekleştiğinden davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 12.09.2013 tarihli, 2013/9499-113987 E-K sayılı ilamıyla, davacının dayandığı payın elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması nedeniyle murisin davacı dışındaki mirasçılarının davaya muvafakatlerinin sağlanması gerektiğinden sair hususlar incelenmeksizin bozulmuştur.Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada muris ...’nin davacı dışındaki mirasçılarının davaya muvafakatlerini sağlaması için davacı vekiline yetki ve süre verilmiş ve sonucunda muvafakatin sağlandığı kabul edilmiş ise de muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir.Buna göre somut olayda, anılan mirasçıların görülmekte olan davaya muvafakatlerini postaya verdikleri dilekçeler ile mahkemeye bildirmiş olmaları usulüne uygun bulunmamıştır.Mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda öncelikle taraf teşkili üzerinde durulması ve daha sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.