Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9866 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14242 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı, paydaşı olduğu 3 sayılı parselin dava dışı paydaşları ....., .... ve .....'ın bir kısım paylarını satış yoluyla davalılara devrettiklerini, davalıların farklı oranlarda pay satın aldıkları halde satış bedelinin aynı olduğunu, önalıma engel olmak için bedelin yüksek gösterildiğini, gerçek bedelin keşifte belirleneceğini, bedelde muvazaa iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle davalılar adına tescilli payların adına tescilini istemiştir.Davalılar, davacının önalım bedelini depo etmesi gerektiğini, bedelde muvazaa bulunmadığını, keşifte saptanacak rayiç bedel üzerinden şufa hakkı tanınıması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, keşifte belirlenen pay değeri depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 3 sayılı parseldeki çekişme konusu ..... payının 55.555,56'şar TL ödenerek, ..... payının 27.777,78'er TL ödenerek davalılar tarafından satın alındığı, yine .... payının 180.000.00 TL ödenerek bir kısım davalılar tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır. Davacı önalıma engel olmak için satış bedelinin yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Satış sözleşmesinin tarafı olmayan davacı bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacının gösterdiği tanık taşınmazın m2 birim fiyatı 500.00 TL kabul edilerek payın satıldığını söylemiştir. Keşifte hazır bulunan bilirkişi hazırladığı raporunda, payın satış tarihi 29.04.2011' de m2 birim değerinin 1.150.00 TL, 31.05.2012 tarihli satış işlemi sırasında ise m2 birim değerinin 1.250.00 TL olduğunu belirtmiştir. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli olmayıp diğer delilleri doğrulamak bakımından önemi bulunmaktadır. Bu nedenle, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla, davacıya tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre tanınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan bu hususlar bir yana bırakılarak eksik inceleme ile yazıl şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2015 tarihinde oybirilği ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Hizmet tespiti davasında ispat kuralları - Araştırılması gereken hususlar Taraflar arasındaki “hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. İş Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 14.12.2011 gün ve 2011/398-2011/1062 sayılı kararın incelenmesi davalı SGK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.12.2011 gün v icra müdürünün tebligat yapılan kişilerin varlığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı -hatalı tebligat - bakanlığa açılan dava -görev Davacı M.. S.. vekili Avukat S.. B.. tarafından, davalılar T.C. Posta Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vdl. aleyhine 19/12/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz. Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?