Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9859 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5972 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.07.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava davacı vekili tarafından 26.12.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 10.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.11.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDava ve birleştirilen dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.Davacı, yüklenici ile yaptığı tarihsiz adi yazılı belge gereği 6203 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 6. kat 16 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.Birleştirilen davada davacı ...'in yüklenici ile yaptığı tarihsiz adi yazılı satış sözleşmesi gereği 6203 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 9. kat 26 numaralı bağımsız bölümü satın alındığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacıların edimini yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yüklenici TBK'nın 183. maddesine dayanarak üçüncü kişilere temlik edebilir. Temlik alanın sözleşme tarafını ifaya zorlayabilmesi için kendi edimini yerine getirmesi zorunludur. Nitekim TBK'nın 97. maddesinde "Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir." hükmü düzenlenmiştir. Bu nedenle, yüklenici ile yükleniciden temlik alan (davacı) arasında düzenlenen temlik sözleşmesi gereğince tarafların borç ve alacaklarının neler olduğu sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan da bağımsız bölüm satın alınması halinde Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.Somut uyuşmazlıkta davacılar, adi yazılı tarihsiz temlik sözleşmelerine dayanarak taşınmazın tescilini talep etmiştir. Bu sözleşmelerde davalı yapmakta olduğu 16 ve 26 numaralı bağımsız bölümlerin mülkiyetini nakletme, davacılar sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür. Mahkemece dava konusu binada iskan ruhsatı alınması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de 12.05.2006 tarihinde kesinleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/321 Esas- 2006/121 Karar sayılı dosyasında dava konusu 6. kat 16 numaralı ve 9. kat 26 numaralı bağımsız bölümün davalı yüklenici adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece yapılması gereken, satış sözleşmesi uyarınca bedel ödeme yükümlülüğü davacılar tarafından yerine getirilmeden, davalıdan taşınmazın mülkiyetinin naklini isteyemeyeceklerinden, davacıların adi sözleşmeler gereğince ödemesi gereken satış bedelini ödeyip ödemedikleri araştırılarak, ödenmeyen bedelin tespiti halinde, TBK'nın 97. maddesi uyarınca birlikte ifa kuralı gereği davacılardan bu bedeli depo edip etmeyecekleri sorulmalı, depo etmeleri halinde davanın kabulüne aksi halde davacıların edimlerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.