Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9526 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6623 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/06/2014NUMARASI : 2011/290-2014/537Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ile M.. G.. tarafından M.. Ö.. v.d. aleyhine sözleşmesinin iptali, hisse oranında tescil kabul edilmediği takdirde tenkis istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın sözleşmesinin iptali yönünden kabulüne, tenkis talebi ve tescil talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.09.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. M.. Ö.. ile karşı taraftan davalı- davacı M.. G.. vekili Av. A.. Ü.. ile davalı H.. C.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ile payları oranında adlarına tescil, kabul edilmediği takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkilleri ile muris K.... D... arasında düzenlenen Adana 1.. Noterliğinin 26/12/2002 tarihli düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakım sözleşmesine istinaden K... İlçesi A.... 175 parsel, 417 parsel, P..., B... Mahallesi 341 ada 20 parsel, Seyhan K... Mahallesi 5064 ada 1 parsel, 5101 ada 1 parsel ile aynı yer 5044 ada 22 parseldeki 4, 13, 14. 15, 16 no'lu meskenler, yine aynı yer 5050 ada 1 parsel (imar sonucu 5050 ada 2 ve 3) ve Çukurova, H..Mahallesi 5043 ada 12 parseldeki B Blok 6, 7, 8 ve 20 no'lu meskenlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına tescilini istemiştir.Davalı M.. G.. vekili birleştirilen dava ile, bakıma ihtiyacı bulunmayan murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla hareket ettiğini, davacıların diğer davalılarla gizli bir anlaşma içerisinde olduğunu belirterek ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptalini, hissesi oranında tescilini, olmadığı takdirde saklı payı oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, asıl davada tapu iptali ve tescil davasının reddine, davalı A.. Ö.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada ölünceye kadar bakım sözleşmenin iptaline, diğer talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp konut temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidirSomut olaya gelince, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde düzenlendiği iddia edilmiş ancak, bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Dosya kapsamına göre murisin tüm malvarlığı tespit edilmemiş, dava konusu taşınmazların değeri belirlenmemiştir. O halde mahkemece, muris adına kayıtlı tüm mal varlığının miktarı, temlik edilen taşınmazların murisin tüm malvarlığına oranı araştırılarak, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek temlikte bakıp gözetme koşulunun değil bağış amacının üstün tutulup tutulmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile bakımı üstlenen davacıların edimleri ile murisin edimi arasında açık nispetsizlik bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak asıl dosya davacılarına verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.