MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2011/281-2013/1139Taraflar arasındaki men'i müdahale karşı dava temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 01.07.2014 gün ve 2014/4496 Esas ve 2014/8811 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _ Asıl dava müdahalenin men'i, karşı dava temliken tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ve davacı tarafından depo edilen 23.010.00 TL kaim bedelin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.Davacı S.. A.. kararın temyizinden sonra 29.08.2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı aleyhine açmış olduğu müdahalenin meni ve kal davasından feragat ettiğini ve yatırmış olduğu 23.010.00 TL kaim bedelinin iadesini talep ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 Karar sayılı Kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar vermekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği görüşü ile davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.6100 sayılı HMK'nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.6100 sayılı HMK'nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacıların davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)Somut olayda; davacı S.. A.., davasından 29.08.2014 havale tarihli dilekçesi ile feragat ettiğinden Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.06.2015 tarihli, 2011/281 Esas, 2013/1139 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına, mahkemesince bir hüküm kurulmak üzere karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.