Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9417 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14572 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2013/8-2013/553Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.01.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Birleştirilen davada ise davalı (karşı davacı) TMK'nın 725. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.Mahkemece, asıl dava ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır.T.... inşaat, t... yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, t... inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan t... inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. (Sübjektif koşul)b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı 286 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğunu, komşu 287 sayılı parselin sahibi davalının taşınmazına t... inşaat yaptırdığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil istemiştir.Birleştirilen davada ise davalı, kalin fahiş zarar doğuracağını, iyiniyetli olduğunu, binanın kapsadığı bölümün adına tescilini, iyiniyeti gözetilerek ecrimisil isteğinin reddini talep etmiştir.Mahkemece, fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle binaya ilişkin kal talebinin reddine, geri kalan bölüme elatmanın önlenmesine ve davacı yararına ecrimisile, birleştirilen davanın kabulüne, binanın kapsadığı alanın davalı (karşı davacı) adına tesciline karar verilmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre,, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı (karşı davacının) temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacının (karşı davalı) temyiz itirazlarına gelince; çap kaydı oluşan taşınmazlar üzerine t.. inşaat yapılması halinde iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden, temliken tescil isteminin reddine, asıl davadaki elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğinin ise kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bent uyarınca davalı (karşı davacı) vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı (karşı davalı) vekilinin temyiz itarazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran davacı (karşı davalı) tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.