Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9409 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9365 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Kırıkhan Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2015NUMARASI : 2014/632-2015/156Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 30.09.2014 tarihli ve 2014/6978 E. 2014/10688 K. sayılı ilamı ile “...3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın kısıtlanmaya tabi olup olmadığı Hatay İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 14.01.2014 tarihli yazısı da dikkate alınmak sureti ile araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, ...” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, dava konusu taşınmazlar üzerinde 3083 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca kısıtlama bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Her ne kadar mahkemece bozma ilamı sonrasında İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce söz konusu taşınmazın 07.11.2012 tarih ve 28460 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürülüğe giren 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Alanı sınırları içerisinde olduğu, Resmi Gazetede yayınlanmasından itibaren parsel üzerinde 5 yıl konulan kısıtlılık şerhinin devam etmekte olduğu bildirilmiş ise de 30.04.2014 tarihli 6537 sayılı Kanunun 9. maddesi ile 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesinin beşinci fıkrasının "Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler" şeklindeki son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.Usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri de yeni bir kanun veya Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çıkmış olmasıdır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra bir kanun çıkarsa mahkemelerde veya Yargıtay'da görülmekte olan bütün işlere uygulanması gerekir. Yani sonradan çıkan bir kanuna karşı usuli kazanılmış hak iddiasında ve itirazında bulunulamaz. Bozmadan sonra o konuda yürürlüğe giren yeni kanun karşısında Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımaz. Bu nedenle Dairemizin 30.09.2014 tarihli ve 2014/6978 E. 2014/10688 K. sayılı bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de 3083 Sayılı Kanununun 13. maddesinde sonradan yapılan değişiklik nedeniyle bozma ilamı karşı taraf yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bu itibarla mahkemece 3083 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince dava konusu taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesinde yasal engel olmadığı gözetilerek davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.