Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9406 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12844 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Şavşat Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/09/2014NUMARASI : 2014/133-2014/290Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.09.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.08.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece dava kabul edilmiş, davacıya ait 187 ada 33 parsel sayılı taşınmaz lehine krokide "B" harfi ile işaretli yerden geçit irtifakı kurulmuştur. Bu karar Dairemizin 07.03.2014 tarihli, 2014/2112 Esas, 2014/3053 Karar sayılı ilamı ile, "Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre her iki taşınmazın da davacı adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacı, isterse 33 sayılı parseli yararına, yine kendisine ait 32 parsel sayılı taşınmazı üzerinden akdi geçit irtifakı kurabileceğinden bu davada geçit hakkı kurulmasını istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmuştur.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında usuli kazanılmış hak kuralına değinilmiştir. Anılan içtihadı birleştirme kararında tarif edildiği üzere mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur. Buna da usul hukukunda "usuli müktesep hak" denilmektedir. Mahkeme uyduğu bozma kararına uygun olarak karar vermek zorunda olduğu gibi ilgili Yargıtay Dairesi de kural olarak bozma kararı ile benimsemiş olduğu ilke ile bağlıdır.Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş ise de Hukuk Genel Kurulunun 03.02.2010 günlü, 2010/4-40 Esas ve 2010/54 Karar sayılı ilamda da belirtildiği üzere Yargıtay içtihatları ile kabul edilen "usuli kazanılmış hakkın" bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, uygulanması gereken bir kanun hükmünün hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilmesi ve kamu düzeni ile ilgili (görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulması gibi) konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Dolayısıyla Dairemizce dosya içerisindeki malik hanesi hatalı olarak yazılan tapu kaydına itibar edilerek yapılan bozma maddi hataya dayalı olduğundan davalı yararına usuli kazanılmış hak sağlamaz. Dosya kapsamına, toplanan delillere göre davacının bozma kararında belirtildiğinin aksine geçit hakkı kurulması istemekte hukuki yararı bulunduğundan tarafların gösterdiği deliller toplanıp, iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.